Çünkü kahpelikten dürüstlük mertlik ahkamı kesmeye benzerse
Hükmü hüviyeti soytarısına geçmeyen tezgaha konmuş deyyus dangalaklığının kepazelik kösnüklüğüdür
En yakın mesafeden kendi içinde sancıyıp savrulduğu kıvrımlarla kanlı bıçaklı olduğu
Zıpçık hopçukluğa döşenmiş badanalanmış ölü ve kısır döngüyü dört duvar arasına baş göz edip
Tek gözeli çorak musluklar gibi aç susuz ve şaşkın bakışların kederinden hışırtılı anons konuşmaları gibi
Göz alabildiğine kendini deşip dağlayan pilak ve hüzün
Kaynağından tonajı yüksek ağırlıkta hopçuk zıpçık mütalaya mektubun sesi soluğu kesilmiş ve kurumuş..
Her gün yıldırım çarpmışlara fır dönen, şiddeti daha artan, artıkça şiddetlenen,şiddetlendikçe gramofonluktan çıkan
Gayri nizami,
Azapla balçık içine kayıp gölgesi düşmüş …
İlk akşam yıldızıyla beraber eski zaman izlerini arayan kendini şaşırtıp kandırmanın üstün başarı grafiğine
Hayat ve insan damarı donmuş toprakta pırtısız piyessiz meydan kuklası ve kırbaç topacı gibi
Ve topallayıp tökezleyen tümsek çukur bir yol gibi,
Bitişin başladığı yerde pusulasız suskunluklara sürtünerek kıvılcım çakan
Üstünü kuru otlar bürümüş mezar taşlarından başka ne vardı dersen
İki yanı mart ile nisanmış…, ötesinde
Hiç…
Sadece hiç…
Mart/25
Kayıt Tarihi : 1.4.2025 13:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!