Egelim
Şefkat iklimim
Sevgimi iplik iplik gülüşleriyle
İğneden sert ilikleyenim
Zey peteğim
Hilal zümrüdü takmış
Dört nala mücevherim
Azizem
Kıyı boyunca uzanan
Fesleğenim nar kokanım
Kızıl kızıl akan
Durgunluktan duru
Hayali duraklarda duranım
Sazım pusatım
Zeytin tomurcuklu rahmet kusanım
Bedevi ruhlum
Kızgın ve kaçan göçebe kumlum
Ey renginden hoşnut beyaz kumrum
Saadet işlemeli
Hazine gömülü efsanevi yurdum
Tamburam
Dolup taşmış fakir kumbaram
Hasat zamanım
Ekin toplayanım
Kalburunda ele beni
Ayıkla ve tozla
Rüzgarı savunmasız ensesinden
Hisset sevgimi
Kağıtların en cesur bestesinden
Söyle beni haykır hatta
Tiz ol yada pes ol
Farketmez hayranına soluduğun
O solmaz
O sararmaz
Mahur olsa da sonbahara kırlangıç olmaz
Yağmur zamanı
Tellerin üstünde sıralanmaz
Yıldırım yer etinden kırılmaz
Diri şimdilik çiğ düşmüş sabahına
Güneşi tutmuş korkusuz
Aç iştahla oturduğu masaya
Şairin renklenmemiş kağıdı
Ne yazsa ahenklenir
Terden terlenir
Sanattan sistemlenir
Davayla değil manayla sindirilir
Caizdir açlığı turabında
Kelimeler kuş sütü olmuş sofrasında
Serbest vezindir onun baharatı
Ekelense tencereye lügata sığmaz
Şair ham olan ateşi
Çıplak tutsa sanatı yanmaz
Bir ansiklopedi acı yutsa
Sevgi kalmazsa kursağında
Ab-ı hayat içse yine de şiire doymaz
Kayıt Tarihi : 18.11.2018 13:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!