Kızgın demirleri mühürlendi zamanın, kızıl karanfile. Tüm simlerini döktü hüznün kıyısından. Sihirli değneği dokundu akşamın inci tanelerine, Yağmur yağdı, gece sarardı, yalnızlık sardı yokluğu ardından. Şafak çaldı gecenin en uç saatlerini ansızın, Yalnızlığa sarılan zehirli sarmaşık öldürüyor kalabalığı. Mazisine değindi tüm anılar tan zamanının. Soluksuz atıyor tek başınalığın kalp atışları, Tenine vurulan bir zincirdi gözyaşları durmaksızın. Ve dokunamadığı tek duyguydu mutluluk. Aşkın esir kaldığı yerde bitmişti yine gece. Bastı ayağıyla gölgesine, tekrar başladı durgunluk. Vurdu rüzgarların taşıdığı kokuya yalnız bir fırtına. Kalbi boyandı yine karanfilin kırmızı bir koyuya.
Eğer kral olsaydım.! Çiğneyerek tahtımı
Memleketin halkını dizlerine sererdim.
O kuvvetli hükmümle bütün tacı tahtımı
Bir tek bakışın için sana feda ederdim.
Eğer Allah olsaydım.! O heybetli, o derin
Devamını Oku
Memleketin halkını dizlerine sererdim.
O kuvvetli hükmümle bütün tacı tahtımı
Bir tek bakışın için sana feda ederdim.
Eğer Allah olsaydım.! O heybetli, o derin



