Bir sabah uyandığımda,
ayna bana tanımadığım bir yüz sundu.
Çizgiler vardı orada.
Herbiri geçmişin izlerini taşıyan bir yol gibiydi.
Her çizgide bir hatıra saklıydı:
biri bir gülüşün gölgesiydi,
biri bir ayrılığın soğuk izi,
öteki çocukluğun masum bakışlarını taşıyordu.
Ayna konuşmazdı,
ama suskunluğu içimi deldi geçti.
Zamanın dili yoktu
ama yüzüme yazmıştı bütün kelimeleri.
İnsan yaşlanmaz aslında,
yalnızca hatıralar büyür
ve yüzüne kendi hikâyesini çizer.
Bir bakışımda annemin şefkati vardı,
bir tebessümümde ilk aşkın telaşı,
ve göz altımdaki gölgelerde
gecenin bana anlattığı bütün yalnızlıklar.
Aynaya her baktığımda
yeni bir ben çıkıyor karşıma;
kimisi cesur, kimisi yorgun,
ama hepsi aynı yolun yolcusu.
Ayna bana yaşlılığı değil,
ömür denilen kitabın sayfalarını gösteriyordu.
Her kırışıklık,
bir cümlenin altını çizmişti sanki.
Zamanın aynası kırılmaz aslında,
yalnızca parçalanır insanın içinde.
kendimden kaçtığım her an,
aynada bana geri dönüyordu.
Ayna sadece yüzümü değil,
içimde saklı kalan gölgeleri de yansıtır.
Her çizgi bir dua,
her gölge bir öğüt,
her bakış bir sonsuzluğa açılır.
Zamanın aynasında
toprakla gökyüzü birleşir;
insan faniliğini görür,
ama ruh,
ebediyetin ışığında
kendini hatırlar.
Ayna kırıldığında bile
parçalarında aynı hakikat durur:
ne yüzüm, ne zaman,
yalnızca O’nun yansıması kalır geriye.
S.GÖL
Seyrani Göl
Kayıt Tarihi : 26.8.2025 07:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!