Loş bir ortamda ne olacağına dair en ufak bir fikrimiz olmadan bekleşiyorduk. Müthiş kalabalıktan insanların sadece yuvarlak kafaları fark ediliyordu. Herkes suskun, çaresiz ve şaşkındı. Bir süre öyle bekleştikten sonra kalabalık hareketlendi, sola doğru dönerek ufka bakmaya ve konuşmaya başladı.
-Beratlarımız verilecek.
-Bu kalabalıkta ben nasıl alacağım?
-Susun, duyamıyorum! Belki benim adım söylenmiştir.
Birden öldüğümün ve yeniden diriltilip diğer bütün insanlarla beraber mahşerde toplandığımızın farkına vardım. İçimi büyük bir heyecan kapladı. Sözü edilen berat ise kurtuluş ya da mahvoluş belgem olmalıydı. Acaba? lar içerisinde, etrafımda dünyadaki yakınlarımı aradım. Nedense tanıdık hiç kimseye rastlayamıyordum...
Ne hüzünler kurtarır seni
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Devamını Oku
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını