ancak bir şiir kadar masum olamayacağız asla,
çünkü hayat bu.
seni tam yüz bin defa üzeceğim,
ve dökülecek kalbin Allah'a,
yine de özleyeceğim seni.
çünkü sevmek,aynı anda yalnız kalmaktır,
Bu şehirde biter, bu eylül de
Bu mevsimler yok olur birgün
Birgün bu genç sevdamda biter
Güzelliğin de ölür
Gün gelir bu ayrılıklarda biter
bu dünyada yaşamak bile,
başlı başına bir hastalık iken,
ben seni seviyorum.
zehir gibi bu yalnızlığımı sen nasıl anlayabilirsin ki.
senin kalbinin üzerinden trenler geçti mi hiç.
hiç bir kelebek can verdi mi ellerinde.
..
yokuz artık,
kırıntısı dahi mutluluğun,
yüksek sesle küfürler ediyor bana,
anla.
günlerden pazar,
yaşamın yüreğime ağır geldiği bir zaman içindeyim.
ve artık,
bir yalnızlığı daha kaldırabilir miyim bilmiyorum.
hep ağlamaklı canım,
acıtıyor tırnak uçlarımı kanatırcasına bu.
ah.
ah aşktır vâr eden bu kıvrak zamanı ,
bir öpüş ile doğan insan;
ellerin yalnızlık.
gözlerime bıraktığın ağır yük,
öldüresiye süren bu acıyı ,
ihtiyar bedenime,
elimden gelse,
alıp kitaplarımı,
alıp şiirlerimi bi' yana,
seni bi' yana,
çiçekleri bi' yana,
giderdim bu şehirden,
ben ağlıyordum belki o gün tek tük,
birazda içmiştim ama, siktir et.
ki sende çok umutlu değildin hayattan,
saçların dökülüyordu,
ve yalnızdık ikimiz de,
yani aynı sokaktan yan yana geçseydik bile o gün seninle,
yalnızdım ve artık mucize beklemeyecek kadar büyümüştüm, büyümüştüm artık,
fark ettim geç vakitler bunu,
teravih namazına çıkıp da sokakta it gibi koştururuken,
Allah ile ters düştüğümüz o yaşlarda,
bihaberdim bu hüzünlerden.
ağlamak nedir bilmezdim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!