Elimde bir ben kaldı onunda kalbi kırık.
Bu soğuk sonbahar gecesinin koynunda,
Bilmem bir insan nasıl yaşar ki artık.
İhanet çemberinin halkası boynunda.
23–10–2008
Gittin dünyadan, ardında yaş bırakarak.
Çekip gittin işte gönülleri yakarak.
Ağlayıp sel olmadan akan gözyaşlarım,
Neredesin Reis? Bitmedi savaşlarım.
bu son sabah,
bu senin sabahın,
çiğ tanelerinin,
çimlerin üzerine yağdığı
ve oracıkta demlendiği zaman
an gelir çiğ yağar an gelir
Çamlıca tepesinde yargıçlar,
Bataklık misali gibi sarnıçlar,
Ben bir mekân yolculuğuna çıksam,
Her şeyimi bir kenara bıraksam,
Kasımpaşa’da çocuklar vekilimdir.
Beni mendil satan çocuklar bilir.
Kısacık ömrümde ben neler gördüm.
Hayat denizine ne ağlar ördüm.
Ağlarıma takılan hep boş insanlar.
Karanlık geçti ömrümde hep nisanlar.
ölüm,
gözlerimden akan yaşlar kadar derin olsaydı
ölmek bile zor gelirdi insana.
gülüm,
seni sevmek bu kadar kolay olsaydı
Seni seyrediyorum,
Yalın gözlerimle.
Orhan Veli’nin İstanbul’u seyrettiği gibi
Seni düşünüyorum,
Şairin vatanını düşündüğü gibi
Seni özlüyorum,
biz hiç bir zaman,
hiç bir yerde ve
hiç bir koşulda,
utanılacak bir şey yapmadık.
suçsuz, mağrur ve şanssızdık.
ne yapalım işte
Hayat bir çıkmaz sokaktı bende.
Ölüme doğru bir yol giderdi sanki
Bunca yaşanmışlık varken sende,
Ayrılık hiç de kolay değildi inan ki.
Sanırsın ki şimdi sen; yokluğunun ardından
Mavi hülyalarıma bir matem gelir gider.
Gidişinin ardından haramdır cennete can,
İçimdeki ateş de cehennem solar gider.
09-10-2011
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!