Bir sonbahar sabahı rüzgârın dövdüğü hissiz bir adam
Mağrur adımlarla yolunda yürümekle meşgul
Bir sonbahar sabahı rüzgârı ardına almış bir kadın
Sokak ortasında yalnız iki insan işleriyle meşgul
Bir kış sabahı soğuktan sigarasını yakmış bir adam
Düşünceli, yorgun ve bitkin bir halde
Hepimiz muhtacız işte bir yerlerde
Kimisi başını sokabileceği bir eve
Kimisi evi bilebileceği bir çift göze
Hepimiz muhtacız işte bir yerlerde
Kiminin ihtiyacı bazen en yakınında
Muradı olan beklemesini bilmeli
Gitmeye çalıştıkça uzaklaştığını görmeli
Deliler gibi taşın peşinden kuyuya giderse
Taşı atan kuyu başında kimi görür acep?
Her insan vazgeçtiği an beklemeye başlar
Ben aşkı anlatmayı pek beceremem
İçinde mutluluk olan hiçbir şeyi beceremem
Nasıl yapılır nasıl olur inan hiç bilemem
İyi olsun diye yaptığım her tercihte kötüyü bulurum
Aslında tabiri caizse bütün durum bu
Ben ne sevmeyi becerebilmiş ne mutluluğu yakalayabilmiş değilim
Hayat bir an bir nefes
Dünya altından bir kafes
İnsanlar yalnız bir heves
Geldi ölüm gitti nefes
Bir hayale aldandım
Bir çizik daha attık kader denen deftere
Okuduk en güzel şiirimizi hem de ezbere
Bir çizik daha attık kader denen deftere
Biliriz ki arzu halimiz kalmıştır mahşere
Tüm yollar kapalı bu hal nicedir üstat?
Ayyuka çıksın bütün yalanlar, hatalar
Ardından bin çift göz ağlasın yalanla
Peşindeki insanlardır gurursuz duranlar
Hakkın divanına çıkacağım ne bu temaşa?
Son görevinizi yapın götürün son durak kabristan
Kastımız var birbirimize
Gelmedikçe kendimize
Yanlışların peşinde
Akıldan yoksun halde
Yanılsama mı sanıyoruz
Özlüyorsun elbet güzel kardeşim
Özlüyorsun elbet bazı günleri
Hatta bazen istemediklerini de
Özlemeden olur mu hiç?
Özlüyorsun yitirdiğin saygını
Darılmak yok ama bizim memlekette salak çok
Biz salağa salak diyoruz diye, bize kızanlar da çok
Güpegündüz memleket soyuluyor ses çıkaran yok!
Et yiyenin gözü aç memlekette, soğan ekmek yiyen tok..
Herkes alim eğriyi doğruyu bilmeyen de yok.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!