Hiçbir bekleyiş yıkmadı beni böyle
Masamda özenle koruduğum not defteri var şimdi.
Parmaklarım titreyerek bir bir çeviriyorum sayfalarını 
Hep sen,hep sen çıkıyorsun.
Ayak bastığın topraklara
Yüzümü sürüyorum sanki sana değgin ebruli satırları okurken
Oyunda düşüp de dizleri parçalanan bir çocuğun
Avuntular araması gibi kalakaldım buralarda.
Özletmeseydin 
Akıp gelseydin kurak toprakları ferahlatan sular gibi keşke…
Sen sustukça taş kesilir zaman
Karlanır yüreğim  ilkyazda çiçekler domur domur açarken 
Çarpıp böldüğüm en içinden çıkılmaz sayılar mıdır özlem
Nasıl kaybolur ufuk nasıl durulur denizler, nasıl susar dalgalar
Her günümden bin yıl çalan sensizliği ne ederim
Burada mı küflenecek tutukluluğum
Anlatmak istesem de anlatamam 
Ama zincirlerin pasıyla deliniyor bileklerim
Sana dokunmadığım zaman boşalır bütün evren
Bütün objeler kaybolur birden
Ve birden kurur umudunu yitirmiş terlerim
Yalnızlık vururken saat başı 
Hiçbir yol gözleyiş yıkmazdı  beni böyle
İnan sevgili inan 
Ben sensiz buralarda kendimi
Kavrulmuş  küstümotları gibi bir ölüme teslim ederim.
Kayıt Tarihi : 13.4.2010 12:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirimi yorumlayan Sayın Emel CAN'a şükranlarımı sunuyorum.
 
 



Avuntular araması gibi kalakaldım buralarda.
Yaşamın yüksek dalgalanmasını, geniş ve geçmiş zaman perspektifinde ele alan ve yalınkılıç şiirleinde monotonluğu silip/süpürüp, katıksız bir özgürlüğü duyumsatan bunca güzel mısraları sevmemek eldemi ey şair?
Yeni şiirlerinde kaybolmak arzusu ile
saygılarımı yolluyorum taaa uzaklardan...
Selam ve dua ile...
Kaleminize sağlık tebriklerrr
Saygılar
TÜM YORUMLAR (100)