Bir gün ansızın girdin hayatıma,
Tıpkı ilk yağmurun toprağa düştüğü an gibi
Kurak bir tarlayı yeşerten,
Çatlakları umutla dolduran…
Ellerin tohumdu,
Avuçlarımda baharı büyüttüm.
Gözlerinde denizlerin tuzunu taşıdın,
Dalgaların bile kıskandığı bir duruşla.
Saçların buğday tarlaları gibiydi,
Rüzgârda savrulan her tel,
Hasat edilmeyi bekleyen
Bir aşk türküsü…
Suskunluğun bir nehirdi bana
Dibinde balıklar değil,
Geçmişin hüzünleri yüzüyordu.
Ama sen,
Köprüler kurup karşı kıyıya geçtin,
Korkularımı bir sandala yükleyip…
Yüreğin zeytin ağacı gibiydi
Kökleri savaşlara direnmiş,
Yaprakları barışı fısıldayan.
"Kırılma," dedim,
"Her dalın gölgesi,
Bir çocuğun uykusu kadar kıymetli."
Dünya döndükçe,
Acılar tarlalara düşen dolu gibi
Mahvetmek için değil,
Direnişi öğretmek için.
Ve biz,
Birbirimize ekilmiş iki tohum,
Fırtınada bile
Filizlenmeyi bildik…
İşte,
Yıldızlar söndüğünde bile
Gökyüzü olacağız
Birbirimizin karanlığına
Islık çalan ışığı…
Kayıt Tarihi : 26.4.2025 18:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!