ne zaman baksam
geçmiş yol haritasına
bıraktığım izleri yeniden sürerim
en sarplarını seçmişim geçitlerin
ürpermişim gece kuşlarının sesinden
Yeryüzünün hiç bitmeyen türküsü
Hasreti dindiren yavuklunun saç örgüsü gibi
Sarıp sarmalamış hayatı bir uçtan bir uca
İnsanlığın yaşayan tek tanığı sokaklar
Döşeğini açardın çocuklara gecenin kuytularında
.........Dün,Düziçi Öğretmen Okulu Mezunları'nın toplantısına gittim.Otuz yıl sonra, ilk kez mezunlar bir araya gelecekti.Hem de mezun olduğumuz o eşsiz okul; Düziçi Öğretmen Okulu'nda...
..........Bir gün önceden haber verilmişti bana..Nasıl da heyecanlanmıştım.. Bütün arkadaşlarım gözümün önüne geliyordu tek tek...Artiz Kadir, Ördek Ergün, Deprem Halit... Daha kimler yoktu ki...
..........Hepsini merak ediyordum. Hele de kızları... Yaşlanmışlar mıydı, kilo almışlar mıydı? Güzel olup da, hiç birimize yüz vermeyenler... Hala öyle güzel miydiler? Ellerinden tutmuş çocuklarıyla mı geleceklerdi? Yok canım, daha neler? Onların çocukları şimdi yirmi-otuz yaş aralığında olmalıydılar... Ellerinden tutma çağı mı kalmıştı?
...........Ne bileyim, benim gözümde hala onyedi-onsekiz yaşlarında kaldılar... Büyümüş, yaşlanmış hallerini hiç düşünemiyorum ki... Üç-beş yaş büyütüyorum ama otuz yaş büyütemiyorum onları...
canımı yak ey hayat!
rüzgara karşı işerken
yüreğine yakalanan bu adam
bir gülü kopardı da dalından,
incitmeden koklayamadı
Yıl 1982, on dördüydü Kasımın
En güzel günlerinde sonbaharın
Kızıla dönmüş yapraklar arasından
Gül goncasına düşen çiy tanesi gibi
Süzülüp ömrüme düştün bebeğim...
Daha sabahın körüydü,
ayaz vardı geceden...
Tan yeri ağırdan alıyordu.
Bulutsuz bir gökyüzünde,
solmuş birkaç yıldız,
güneşin aydınlığına gömülüyordu.
Sen aklıma gelince,
Acıtır beynimi soru işaretinin kancası
Yakar içimi hiç bitmeyen ihanetin
Adak gibi harcadın ya adanmış hayatları
Sanma ki yıktın inançları
Sanma ki ihanetin yanına kar kalacak
Penceremden bakarken uzaklara
Karışık hayallere dalarım
Kumrular konar pencereme
Birbiriyle oynaşırlar
Düşeceklerinden korkarım
Şimdi akşam güneşinde yaksam denizi
Meltem esintisi kızıla boyasa saçlarımı
Buharından bir ıslanmalık
Yağmur saklasam kurak güzlere
Aheste yudumlasam,
Aheste savruluyor martı
Nerden estiği bilinmeyen rüzgarla
Nakış işler gibi kanat çırpıyor
Kanat izleri kenar süsü mavi sulara
Yudum yudum uçuyor denizi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!