Ağlama oğul,
Tek damlasına can feda gözyaşının
Sen şehit oğlusun eğme başını
Dik dur ki
Ağlıyor demesinler ardından Şehidin
Aldırma haine gurur duy evlat
Hani o gözlerinde parlayan kıvılcımlar var ya
Karanlık dünyam da ışıldayan bir yakamoz
Hani o pembe yanaklarında doğan gamzeler var ya
Gönlümde aydınlanan bir dipsiz kuyu
Bir de o unutulmaz anılar var ya
Ah keşke diyemedigim
Bir sessiz gemisin dediler
Limandan görünen
Ama bir türlü demirlemeyen
Ben ise sustum
Sadece dinledim derinden
Sessiz
Anlatmak istiyorum
Yorgun sokakların hırçın kalabalığını
Çakıl taşlarından misket devşiren çocukların öyküsünü
Yorgun ihtiyarın tavla tıkırtılarını
Arabesk hayatların yalnız kalabalığını
Anlatmak istiyorum
Ayrılık vakti geldi,
Amansız bir yolculuğa doğru
Öyle bir gideceksin ki
Ölüm bile ağlayacak ardından
Gidişini asla kabullenemeyecek sevgili
Ağlayacak,
Bir hayalim var benim,
Karanlık gökyüzünde parlayan bir kutup yıldızı
Aydınlık mavi gecede yapayalnız ay parçası
Fırtınanın içinde bir deli okyanus
Kim bilir belki de hüzünlü bir yaz mevsimi
Bir hayalim var benim,
Hüzünlü bir ömrün hikayesiydi, benim şiirim 
Uzun uzun yazmaya gerek yoktu aslında
Nakarata sığıyordu her şey
Kim bilir belki bir cümle eder, noktayla biterdi
Virgül koymaya gerek yoktu araya
Nefes alıp vermek gibiydi her şey
Bir kahvenin kırk yıl hatrı vardı da
Bir ömür bir gün etmedi
Güneş aldattı, buluta saklandı
Bulut nazlandı, dağa yaslandı
Dağ görünse de mesafeler uzaktı
Çetrefilli yollar sardı, sarmaladı
Bir şehir söyle bana?
İçinde cennet kokusu
En derin sevdaların yaşandığı,
Yollarında hasretlerin kavuştuğu,
Kırlarında gelinciklerin koşuştuğu
Bir şehir söyle bana?
Bir şiir yazdım gülüşüne
Her mısrası gamzelerine adanmış
Sevgi kokan sözcüklerle donattım
Yanaklarına dokunan buseler misali
Virgül koymadım araya
Başladığı gibi bitsin istedim



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!