Bir gülüşüne bin can feda derdik bir zamanlar
Ne can kaldı ne vefa
Kekik kokan kırlarda gelincikler gibiydik
Rüzgârla dans eder , yağmurla sevişirdik
Toprak kokan sokaklarda çocuklar gibi şendik
Sokak lambası anlatır, kaldırımlar dinlerdi
Şimdi bize bir dünya lazım,
Yıkık binanın dökük parçaları olmadığımız
Hüzünden huzura bir hayat lazım
Hırçın sokakların yorgun kaldırımı olmadığımız
Bir demet papatya lazım,
Gülüşlerin masumiyetine taç yaptığımız
Aklım takıldı bu şehirde
Ne yürekler yakan sıcağına eyvallah ettim
Ne bedenler donduran soğuğuna
Ben hep anılarda takıldım
Şiirler döküldü yüreğimden
Sözcükler dizeleri ,
Bugün bana kış geldi
Tenimde buğulu ayazın dokunuşları yalpalanıyor
Kalbim buz tutmuş kırılmaya hevesli
Yalçın bir tepede zambakları okşayan,
Sen, Deli Rüzgâr;
Al götür beni bahara, yaza
Bir dostum olsun isterim,
Solan yaprağa can veren bir su damlası gibi,
Bir dostum olsun isterim,
Karanlığı aydınlatan ay parçası gibi ,
Bırak fakir olsun , gönlü zengin olsa da yeter
Bir Eylül'dü o derin bakışlara yansıyan
Gönül'ün rüzgarla savrulduğu gün
Bir Eylül'dü buluta yağmurları yağdıran
Yaprağın toprağa kavuştuğu gün
Bir Eylül'dü şaire güz şarkısı yazdıran
Kitaplara sığmayan bir hüzün öyküsü...
Bir Fatoş vardı bir de Esoş
Gözleri gülen, gülerken ağlayan
Farklıydılar,
Belki de hep aynıydılar
Bir şiirimiz olsun dediler
Kağıda dökülecek çok şey var
Kuşlar uçuyor gönlünün pınarından
Tükenmeye mahkum bir nefes gibisin
Ağlama diyesim var gözyaşının ardından
Baharı bekleyen bir fidan gibisin ...
Ne çok zaman oldu,
gözlerinde kaybolduğum zamandan
Ne çok ömür geçti,
ayrılıktan arda kalan zamandan
Gazeller döküldü dilimden,
gülüşünün ardısıra
Gül
Herkese, herşeye inat edercesine
Gül ki
Ağlıyor demesinler ardından
Hayat senin dostum
Başkasına verme



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!