Hakikaten, ne yapıyorduk biz ?
Hayatla savaşmak mı ?
Yoksa hayatta kalmaya çalışmak mı ,
bir nefesin peşinde
Dünün acısını yaşamadan,
yarına koşmaya çalışmak neden ?
Basit bir kalemdi nameler yazan,
Oysa dökülen yürek yangını,
Her kelime bir hasret bir intikam,
Sevgiye sıkılan bir kurşun gibi
Sen gönülde bir izdiham ben ömürde bir gözyaşı,
İçimde bir sızı var bu gece
Ya ayrılık gelecek ardından ya ölüm
Sorma nedendir bilmiyorum
Belki sensin
Belkide ecel
Anlatılmaz ölüm kıyamet eşiğinde...
Nefesle ölüm arasında koca bir yol,
Ömür dediğin
Kimi uzun,
Kimi nefes kadar kısa
Kaderi yaşamak,
Kederi paylaşmaktır
Huzur nedir bilirmisin Prenses
Öyle uzaktan uzağa değil, hissederek
Hırçınligina hapsolup yasayabilmekti seni
Gözlerine bakıp ruhunda kaybolmak
Kısacası seni senle yasayabilmekti huzur.
Siyaha beyazın karıştığı bir dünyaydı ruhumuz
Buluta meydan okuyan bir güneşti belki de
Ölü toprağa can veren bir su damlası gibi
Bir minik serçeydi belki de
Cesaretine kurban olduğu esarete ağlayan
Kelimelere sığmayan bir hüzün misali ...
Umut ,
Kimine göre hayal
Kimine göre gerçek
O maviş gözlerin ta kendisi
Ne yarım kalsın hayallerin
Ne yıkık dökük sevdaların
Yağmurun damlasına yazdım adını
Güneşin her doğuşunda ışılda diye
Fırtına kopacak yüreğinde
Gözlerine baktığım her gülüşünde
Tut elimi bırakma demeyeceğim
Kainat gelse de koparamaz derim
Bir bakışı vardı, bir de gülüşü
Ömrüne ömür katan ,
Ömürden ömür çalan
Derin derin gamzeler doğardı gülüşlerinde
Kimine mezar olan,
Kimine huzur katan
Gönül lügatında bir söz vardır
Ya sev , ya terket
Ortası varmıdır bilinmez
Uğruna zamanı durdurabilmektir sevmek
Gülü koparıp dikenini satmak değil
Çiçekler anlatır kimi zaman ,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!