Türlü türlü dertlere bürünmüş insanlık
Yarını olmayan bir yolda yürüyor insanlık
Kalmamış ki çoktan ölmüş bak insanlık
Gülelim ağlanacak halimize
Gülelim ağlamak yerine
Bir gün yeniden buluşacağız
El ele gezeceğiz tüm istanbulu
Dalga dalga esecek rüzgar saçlarında
İçime çekeceğim kokunu, nefes vermeden
Göz göze, diz dize, el ele
Bir varsın bir yoksun
Bir aşksın bir taşsın
Bir seni seviyor yüreğim
Bir seni özlüyor
İyi değilim bu aralar
Çöle döndü yokluğunda gül bahçem
Sensiz zamanın içinde kayboldum
Oysa hem gündüzümdun hem gecem
Sensiz kalabalığın içinde yalnız kaldım
Kurudum kırıldım koptum dalımdan
Gene nerelere daldı gözlerin
Bilmem kaç can daha yakar o bakışlar
Kaç şiir kaç şarkı daha çıkar
O uzağı yakın yapan bakışlardan
Gene nerelere daldı gözlerin
Çok oldu gülmeyi unutalı
Hayata gülmelerden yoksun bakalı
Ve ben ellerini bırakalı
Kaç takvim kaç şiir kaç şarkı
Ne kağıt dayanıyor ne kalem
Aşkımı anlatacak nesne bulamıyorum
Bir sana anlatamadım duyuramadım
Kağıdın kalemin usandığı bu sevgiyi
Muhsin gibi dimdik
Muhsin gibi dosdoğru
Muhsin gibi yusuf yüzlü
Kahbe eylüllerde yılmadık
Muhsin gibi yiğitçe
Kaçırma gözlerini gözlerimden
Biraz cenneti tadayım
Ne olur sanki
Baksan gözlerimin içine
Yanıma otur uzak durma
Bugün yoksun diye yarına küstüm
Bir rüyanın peşinden yollara düştüm
Girdiğim bu savaşta ben yenik düştüm
Üzülmemek elde mi yiten bir aşkın ardından
Kayıtsız kalamadim içimde biriken sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!