Yokluğun deldi ince bağrımı
Her attığım taş önce bana çarptı
Her renk bende siyah mı durur be
Ağlamıyorum, gözüme toz kaçtı..
Benim hiç oyuncağım olmadı
Beni benden alıp ta gitme yiğidim
Dizme boğazıma yokluğunu
Yaşamamı sağlayan tek sebebim
Seninle paylaşmıştım çocukluğumu
Ben seninle büyüdüm
Ne sevdaysa bu yokluğunda aratır
Anlatsam seni yetmez binlerce satır
Atam, rahat uyu desem uyuyamazın
Bıraktığın ülke bak ne hallerde
Bu utanca sen bile dayanamazsın
Sitemkâr oluyorum bazen asi bir mahkûm gibi
Etraf dört duvar konuşamıyorum
Adını yazıyorum tırnaklarımla duvarlara
Kaç sabah bekledim güneşin doğmasını bilsen
Kaç mevsim eskittim yokluğunda
Gözyaşımı içiyorum zaman, zaman
Biliyorum bugün düsünemeyeceğım kadar basın belada
yorgunluk ta cökmüş kireç tutmayan odan da
soguk yeller eser, üsür ölüm bile
Azrail kapıyı çalar kendi sesiyle
ahh keşke olmasaydı sonun böyle
hayat kendi yükünü çekemezken
bir kadının karnında başlar isyan
kamburluğunu taşır doğar doğmaz çocuk
tüm bildiğini, savunduklarını taşır
nasıl gözlerini açmışsa,
nasıl doğarken özgürse insan
Bahçende öten bülbül olayım
Sen gülü okşa ben konayım
Ayrılığın hesabını kime sorayım
Kanadı kırılmış Yunus’um ben
Vururum parmaklarımı ince telime
Yaş doldu gözlerime, ıslandı kirpiklerim
Bin hançer saplandı yaralı kalbime
Sırtımdan vurdu dost bildiklerim
Güvenmek hataymış bazen sevdiklerine
Yalnızlığım düşmüş sokağa
Kan oldu zalim dağlar bu tez zamanda
Aldı yine hainler 15 can daha
Gülen yok, ağlayan çok bu bayramda
Söyle evlat bayram geçer mi sensiz
Çiğ düşmüş kalbe yürek acısı
Nasil kazandı bu yürek
Nasıl savurdu pencesini aslan kükreyerek
Nasılsa ölecez diyerek
Yürüdü insan, büyüdü devrim
Nasıl cıktık hamurumuzdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!