Bir küçük kız gülüşünü unutmuştu
papatya tarlasında
kâğıda çizdiği çöpten bebeği
ölen minik kedisini yanyana gömdü
eliyle toprağı tümsekleyerek mırıl mırıl sessiz
bir dua eşliğinde
Olur ki yaz temmuzunda, giyer de gezersin;
kalın br pardesü
en fazla deli derler...
ardından güle güle...
aldırma...
Birazdan kalkacak bu gemi
onu da alıp götüreceğim
ama bir türlü evet
evet demiyor anne
Benden içeriydi
benim doru at
fakat sakat
lakin topallayarak yine de
geçti azgın nehri
gelip geçip gitti
Gecenin en ıssız bir saatinde
bir ses
zamana sarıla sarıla
çığ olup düşer merdivenlerden
Kimi kuzu gibi meler
ke li mee ler
başında ne taç ne boynuz
geçse de kulağı
kimi keçi de inatçı mı inatçı
Kim olduğumu hiç bir zaman bilemeyeceksin
biz aynı meridiyenden geçen iki yıldızdık
kamaştırıverdi birden ışığın
dokunamadım şiirlerine bile
Sonra sahile inerdik
kıyıdan yürür
dalgaların köpüğüyle ak ak
beyazlanırdık maviye çalarken
uzaktan görünen villâların
Evin çatısı kapısı bir kenarda
camları çerçeveleri rüzgarda tiril tiril üşümekteyken
Cemile baktı baktı
işaret parmağıyla orta parmağını birleştirip dudağında
Firkatin öldürmezdi
bilirdim ufalardı
aşkın ömre bedeldi
cümlenin sonuna nokta olurdum
belli ettiydi aşk bittiğini gülüşleriyle
Ağzımızın tadı, huzurumuz, ruh sağlığımız bozulmadan, iyi bir bayram geçirmemiz dileği ile, sevgiler, selamlar...
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Gündemi ve "insanı" meşgul eden tüm kirliliğe, nefret ve ayrıştırma diline rağmen, "ağız tadıyla" iyi bayramlar dilerim...
Saygı, sevgi ve muhabbetle...
Mustafa Bay