Düş yolculuğunda bir yolculuk
Nereye gittiği belli belirsiz
Sanki meçhüle yolculuk..!
Nedir ne degildir
Derken
Kaldırımlardayım.
Sevenlerimden sevdiklerimden ayrı.
..
Gel şiirim yoldaş ol,
Bu zifir gecede bana.
Kaç saat çeker bilmem?
Yare doğru yolculuk...
Ülfetim sözlerdedir,
İlhamım Huda'dandır.
Gelin sesler, heceler
..
Upuzun yol gibi gözüktü gözüme,
Bir asırlık yolculuk sanki.
İlk adımlardan beri yürüdüm sadece,
Yorgunluk peşimden ayrılmaz ki.
Bir anlık duraklasam bir serin gölgede,
Çabucak uykuya dalamam ki.
..
Bir kapı aralanır önümde
Uzun bir anaforda başlar yolculuk
Uzar gider renk cümbüşü içinde
Farklı bir dünyayadır çıkışı
Bilinen güzelliklerin ötesinde.
Rutindir aslında yolculuk
..
Yalnızca bir gündü biliyorum
Kondumsa unuttuğumdan değil
Yalnızca bir güldün biliyorum
Kandımsa kırmızına değil
Bile isteye tek günlük kantlarım sustu sana
Tırtıl olabilirdim yine ve hatta ölebilirdim
..
Savaşın en zor anında,
Dur ve gülümse düşmanına.
Gelsin vursun kurşun alnına,
Sen yine de kat sevgini kavgana.
Ne kadar da yakıştı kefen sana
Kavuşmak artık başka bahara.
..
Çağrı
Arkadaşlar, gelin elde fırçalar,
Yolculuğa dair resim yapalım.
Yaşanmış, yaşanan yolculuklara,
Tablolarımızla ışık tutalım.
..
Ah benim zamana sığmaz telaşım
Varacağın yeri bana da söyle
Bu halimedir her düşen gözyaşım
Aceleyle geçti bir ömür öyle
Dünya penceresiz trendi bindik
Binbir uğultuyla bu yolu yedik
..
Havada nemli ve tuzlu bir serinlik
Karanfil yağları damacanayla
Gül yağları, bergamut, lavanta
Akşam güneşine bulandı
Limanda boydan boya
Ne dedilerse yaptım bavullar hazır
..
Yolculuk gerek bazen insana
Yürürken yorulmalı mesela
Yorulurken unutmalı her şeyi
Unuturken tutunmalı hayata
Tutunurken mutlu olmalı
Ama tutunduğu yere iyi bakmalı
Yine bir çürük dala tutunmamalı
..
Dalı küstü kökü ona seslendi…
Darılmanın zamanımı sevgili?
Kökün olmasa sen bir hiçsin dedi.
Ben kalbinim, hemen kurur damarın.
Ne yaprak verirdin, ne de tomurcuk,
Yaprakların, çiçeklerin be çocuk!
..
her şey yüzevde kalır
olanlar bana olur
sancılar sana dokunur
bir çocuk başı uzanır
usulca bana bakar
yolculuk bitmiştir su akar
tosuncuk gibi maşaallah onur
..
Her resim içimizden bir kaç parça yok eder.
Her inanış ardından sürükler bin yalanı.
Çelik kelepçe gibi elleri bağlar kader.
Bir kaç buruk iç çekiş, hasret geri kalanı...
Hayat böyledir göz yum her vefasızlığına
Değişmez kaderidir ayrılık insanların.
..
bir ses geliyor kulağıma uyanıyorum. ayak sesleri başka ayak seslerine karışıyor. bir ses,başka bir sese. derken kargaşa başlıyor,bir o yana bir bu yana...
sabahın en erken saatlerinde ellerimi ve yüzümü üşüten bir hava karşılıyor beni.ağaçların arasında yapraklar topluyorum.dallar sallanıyor hafifçe.dağların ardından ve dalların arasından inceden gözümü alan bir ışıkla doğuyor güneş.ilginç olan ise diğer tarafta ayın yavaşça gözden kaybolması oluyor. ve yorucu bir yolculuk başlıyor. zaman çabuk geçiyor,söylentiler,söylenceler ve adımlar çabuk ilerliyor.derken hava yavaş yavaş kararmaya başlıyor.dağlarda evlerin ışıkları yayılıyor,uzak.tıpkı istanbul'un titreşimli ışık oyunları gibi.
eller yorgun,ayaklar yorgun,gözler yorgun ama zihnim hep seninle.seni bedenime sığdırdım,seni yüreğime sığdırdım.sen nereye gidersen ben oraya.
başımı yastığa koyduğumda ilk gözlerine bakıyorum.gözlerin bende ve yüzünde ki o ince gülümseme... başımı yastığa koyduğumda gözlerimi kapattığım yerde.bir yorgun oluyorum bir durgun.bir suskun oluyorum bir coşuyorum.başımı yastığa koyduğumda,yüreğine sığınıyorum...
..
her aşk bir yolculuk
iç(deniz)imize
her fotoğraf bir umut
istanbul...
yolculukların bittiği yer
ya umutlar biterse?
..
Hayat bir otobüs yolculuğu gibidir..
Kimileri biner
kimileri iner..
Ve o gün geldiğinde
sende inersin..
Önemli olan kazasız belasız
Allahın emrine uygun bir şekilde yolculuk yapmaktır..
..
Düş önüme ayrılık gidiyoruz buralardan
Vakit yol alma vaktidir topla herşeyi
Anılarını topla umutlarını al yanına
Uzaklara yolculuk bırakma hiçbirşeyi
Belki Paris belki Madrid belkide istanbul
Bu şehir dar geldi bana artık başka yer bul.
..
Dünya mı küçülüyor yoksa ben mi büyüyorum.
Başımda bir fırtınalı ateş. önümde belli belirsiz bir yol
durmak bilmeyen yolculuk, beklemeyen zaman.
uçak mı kaçıyor çocukluğum mu bilemedim.
Bekle diyebilir miyim pilota?
henüz oyuncaklarımı toplayamadım da.
böyle demek çok mu masumca?
..
Ben hiç sıkılmadan düğümlerinle
beni kendine bağlamanı
seni beklerken öğrendim
seni beklerken tattım ben olmanın dayanılmaz hazzını Konuşabildim kendimle hayalini gösteren penceremde Hem de kulaklarım hiç kızarmadan!
Seni düşünürken yok ettim zaman-mekan ilişkimi
..
Bir insan gecmisinden simdisinden yada geleceginden gelen ve bir o kadar derine gomdugu bir insanin evliligini neden engellemek ister diye dusunuyorum. Kac gundur dusundukce cogaliyorum, cogladikca cosuyorum, costukca bu coskuyu durdurmak istiyorum,durdurdugumda da kendimi bulamiyorum.. Dusunuyorum gunlerdir bunun nedenini ve bir o kadar nedensizce istememi, anlayamiyorum.. Goruyorum belkide gecmisten kopmamak istemememin son demi. Demlenme dedikleri de bu olsa gerek rakinin sadakatiyle. Bencilce duygularin butunlestig,i butunlugunde bir o kadar sessizlestigi icimizde. Ah desem gitme, git desem bir o kadar aci sanki. Kopuyorum..Yazmak, yazdikca cogalmak istiyorum. Cogaldikca bosaliyorum sanki. Hatirliyorum da ne guseldi. Ne korkuyordum senden seni kaybetmekten bir o kadar da seninle olmaktan. Sana evlenme desem bu sofistike dunyamda sana gitme desem durur musun acaba. Neden bu bencilligim,neden bu karmasam bilemiyorum. Kendimle her bas basa kaldigim anda, bir o kadar anlamsizlasiyorum. Yazdikca azalicak saniyorum bu arzu, gitme. Ama olmuyor iste hayatin istedigimiz gibi olmadigi seklinde. Olmuyor, azalmiyor. Kelimeler akiyor beynimden, akan sular gibi seller oluyor olusuyor dusuncelerimde. Dusuncelerim yine odaklaniyor ayni cumleye. Evlenme. Sanki bir misyon gibi ustlendim bunu kendime.Gecmisten simdiden ve gelecekten O kadar kisi beni bulurken ben durdum durdum, kendimi aradigim bu karmasada,icime yaptigim bu yolculukta seni buldum. Belki de bu sana bir yardim eli, belkide cozumleyemedigim bir ben icin bir adim kendime. Gitme. Git ama gitme, bana bu kadar yakin ama uzakken gitme. Keske ile baslayan bir cumlem yok senin icin hersey yasandi ama yasanamadi dizildi bogazimiza en lezzetli yemek tarifinin son satirinin kopmus oldugu tarif kitabinda. Belki bu bir isaret, cozumlenemeyen bir tercih, belkide bu allahin bir oyunu sen ve ben bilinmezliginde. Oyun demisken aklima geldi, seninleyken ve sensizkende hep ayni oyunu oynamismiydik. Evet belkide bu bir oyun. Giden gider kalan saglar bizim midir gercekten ne dersin? Giden gitti de kalanlar mi kaldi bedenimizde sozcuklerimizde. Hayir hayat sanstir birazda,neresinden bakarsan bak bu bulmacada, sans birazda biz degilmiyiz ve kendimiz yaratmiyor muyuz sansimizla bogulmus hayatlari. O gun Slm dedigim anda biz seninle ne yapicaz dedin ya,ne kadar komik ki ben bir hayalperesttim ve ne kadar komik ki sanki sende biraz oylesin. Hayatim karisik dedin ah bide bana sor be guselim ne zaman cozuldu bu dugum hic gormedim. Bir seyleri degistirmek, dokunmak ve buyulemek icin buldum seni biliyorum ama ne, ne icin ciktim bu kadar karmasik hikayeler arasindan, neden bu yolculuk ice ve o kadar kisi den gectimde sende niye durdum bilmiyorum. Gecmis gelecegin aynasidir derler ama bir seni neden buldugumu bulamadim bu isigin yansiyamadigi puslu ve bir o kadarda gunesin coskuyla parildadigi dunyamda.Bir de kendimi bulamadim aynalarin arkasinda. Git gitme giderken gidenleride al gotur gittigin yere. Ama biliyorum bilmesemde bilmek istiyorum bulucam nedenini bu bencilligimin ve hayatina neden tekrar girmek istedigimin. Git ama giderken gitmek istedigin yone gidemeyenleri de al gotur ve git nedensizce..Git ama Gitme. Iste tam bir sofistike.Seninle..
..