çölde sarı bir ses yükseliyor
göçebe bir kuş yerleşiyor kumdan saraylara
gözlerin seni işaret ediyor
ellerin seni
ellerin seni işaret ediyor
ve kendini ekliyorsun bu küskün düşe
..
Eğer aşık olsaydık.
Bir gölün üzerinde cilveleşen,
İki kırlangıca benzerdik.
Hem birbirimizi sever,
Hem de yakınlaşamazdık.
Korkardık ki,
..
Evrenin kapısına dönük sırtım
Dibi çığlık olan kuyuya yolculuk
Kaç anahtar sallanıyor belimde,
Kaç kapı var şimdi açılacak.
Hangi kapıların kilidi açılmamak üzere kapandı zamanında,
Hangileri derin sularda gömülü kalacak.
..
Dalı küstü kökü ona seslendi…
Darılmanın zamanımı sevgili?
Kökün olmasa sen bir hiçsin dedi.
Ben kalbinim, hemen kurur damarın.
Ne yaprak verirdin, ne de tomurcuk,
Yaprakların, çiçeklerin be çocuk!
..
Hep kendimden kaçarken çıkarım en büyük yolculuklara.
Yanımda ben olur her seferinde, kaçamam, başaramam.
Hep içim dolu yüreğim ağır başlar yollar, yolculuklar.
Sırtımda bir şehir, kalbimde sen. Nerede başlar? Nerede biter?
Ne ben bilirim ne de sen. Yolculuk bir kere başlamaya görsün.
Kendi bile kaçar benden. Bir ben kaçamam kendimden.
..
Şimdi geniş zamanlara yolculuk var
Sayısız doruklarda geçitler var
Geniş zamanlara uzanıp gider o yollar
Kim bilir belkide soğuk nefeste an kalır
Uzun zaman da dar zamanlar cam gibi kırılır
Sevdam o zaman yabani sarmaşık olur
..
Pruvası yarar sularını mavide;
Güvertesinde, kızlar oğlanlar elele.
Biraz düz, biraz yan gider kıyıdan uzak,
Hırçın, beyaz dalgaları pupada oynak.
Laleyi, manolyayı öpüp gelen rüzgar;
Sonunda korkuyu, yenip gelen aşıklar.
..
Anlaşılmaz, anlatılmaz,
Yaşamayan bilebilir mi yokluğun, hasretini.
En güçlü duygudur özlem.
Zaman zaman değil,
An be an düşer içine insanın,
Kavuşma anının hasreti sarar içini,
Sonrası mı meçhule yolculuk.
..
Yeni bir yaşama merhaba diyemedik birlikte ve bir çizgi üzerinde koşamadık bak... Belki de yitirdiğimiz ne varsa ardımızda, onları yakalayacağız...
Uzaklardasın düşünce suçlunum oysa buralarda yok işte, alnımız dik gezmekte olmadı artık. Ne diyeyim bilmem ki, hiç bilinmeyene doğru yolculuk yaptın mı. Yüreğimin arka sokaklarında gezinen adamın ayak sesleri duyulmaz oldu artık biliyor musun...
Mısra çekip durmaktayım, zaman dediğimiz bu okyanusun altından. Yalnızlık büyütmez oldu sözlerimizi, gözlerimde yitik bir Anka ağlamakta. Bırakıp da gidiyorum işte yeni bir yoldayım, ne varsa geçmişe dair bir kalemde silip atıyorum. Ben de seni hiç sevmedim ki yalanlarıyla geçip gittin...
Gölgen bile kalmadı artık buralarda, sağır bir masal anlatmaktasın çocuklara, oysa büyüdükleri zaman, bütün çıplaklığı ile duyacaklarını biliyorsun yalanlarını... (ve hatta bazen sen bile inanmaktasın yalanlarına) Ne düşlere, ne düşüklere gebe zaman bilmiyoruz. Bilseydik böyle olmazdı galiba.
..
Orada mısın?
Hayır yoksun
Belki de varsın ama sesin yok
Yokluğun sessizlik
Yokluğun sensizlik
Ama alışırım ite kaka saklanmalara
Alışırım varlık içinde yokluğuna
..
Ufukta güneş batmak üzere
Bulutlar beyazdan siyaha renk renk
Ufukta yelkenli bir gemi
Gemi sen deniz yüreğim
Kıp kızıl deniz dalga dalga
Güneşe yolculuk var ufukta
..
Yakınlaştıkça kaybolan
bir kente dönüştürdün
keşfedilmezim olurdun
içinde yolculuk etsemde...
Günahkar mevsimimdin.
Hiç umut yoktu sende,
..
Evet, cancağızım
Eski toprak karanfilim
İşte bugün sonbahar
Ve yaprak yaprak
Dökülürken hayatlar
Senli yaşam için
Ebede yolculuk var
..
Ya zaman çok iler de,ya ben çok geç kalmışım
Yolculuk kısa lakin,fazlaca yük almışım
Unutmuşum ölümü,düşüp mal mülk peşin
Avcum da birkaç bilye,bir oyuna dalmışım
Demir alıp meçhulden,yol alırken meçhule
Sırtım da günah yükü,elim de bir boş file
..
Umutlara yolculuk başladı,
Kamp zamanı sona erdi.
Umutsuzluklar diyarında,
Zaman harcamak boşuna.
01,04,2008
SALI
..
bahtıma açıldım yine
belli belirsiz zamanlara yolculuk
geçmiş korkaklık
gelecek muamma
an cesur olma anı
gerisi ancak
sığınmak yaradana
..
Tamamen arafta kalmak.
Ayrıldığın yerde değilsin, varacağın yere varamamışsın. Biraz çılgınsan, o iki yere de asla gitmezsin, gitmek istemezsin ama zorunluluklar seni oralara gitmeye zorlar. Sen de boynunu büküp ilerlersin.
Bazen karşıda seni neyin ve kimin beklediğini bilemezsin. Bir bakarsın kimse beklemiyor seni orada. O zaman; "Yine aynısı oldu, benden bu kadar." diyip tövbe edersin yolculuğa ama yine de zorlarlar seni ve yine kimsenin beklemeyeceği o lanet yere yolalmaya başlarsın.
Yolda uyuyamazsın çoğu zaman eğer senin de aklında fikirler varsa. O fikirler seni asla uyutmaz ve yol, bazen işkence haline döner senin için. Ama o işkencenin sana ne yararı olacağını bilemezsin. Bir bakarsın bir şarkı yazmışsın, bir bakarsın bir resim çizmişsin. Nasıl olduğunu anlayamazsın. Sadece yapmışsındır gecenin karanlığıyla ve otobüsün aynı asfaltlarda aynı frekansta titreşen, yol ve eğim değişince değişen motorunun sesiyle.
..
Yol boyu aklımdan geçen şiirlerim,
Bu dağlar, bu tepeler.
Gözümün önünde kayan bu lambalar
Bir garip yolculuk
Yavaş yavaş kaybolan Altın Gözlüm,
Yavaş yavaş sehrim İstanbul
09.07.94
..
Kemiklerim agriyor, agriyor ama
Ahret beni cagriyor, çagriyor ama
Kurtuluş arayip tirmandim dama
Şeytanlar bagirdi boşa tirmanma
Çocuk dedilsinki verelim mama.
Ömrümü geçirdim hedefsiz yolda
..
Zaman, sınırsızlığın sabrını tüketirken, ben var olup olmadığını kestiremediğim ama nedense inandığım kaderin ırmağında sürükleniyorum.. (Çok mu dramatik oldu?)
Bir yanım da sürekli, seçimlerin labirentinde kaybolduğumu söylüyor..
İnsan seçimleriyle yaşar, kaderiyse, seçimlerinin sonucudur, diyor.
Hayat bir yaratıcının sunduğu bir rol olsa da, insanın, kendisine, kendisi için çizdiği bir yol olsa da.. Her ikisi de olsa.. Yahut hiçbiri.. Yaşıyoruz işte..
Hava soğuk. Okyanus gecesi gibi soğuk.. “Okyanus gecesi”.. Hissettiğim bu duyguyu ve soğukluğu iki kelimeyle anlatamadım.. Bütün bunları yazarken de ne kadar zorlandığımı fark ediyor olmalısın.. Hissettiklerimi anlatmaya yetmiyor hiçbir lisan.. Bu da beni “anlatma” fikrinden ve girişimlerinden caydırıyor..
Okyanus gecesi.. Ne demekse..
..