Ortada benliğim,kaybolmaya mahkum
Yolculuk nereye, bilmiyorum?
Belkide kalbeydi yolculuk
Yollar bilinmezlik,yönler bilinmezlik
Hergün,hergün başaçıkmaya çalışmak
İçimdeki hayalperest,cesur gezginle
kaybediyorum yine, o kazanıyor
..
Toz pembe düşlerle başladı yolculuk
Toz olan bir kalbin sızıları ile son buldu,
Umutlarımız okyanuslar kadardı
Bir başlangıç istiyorduk sadece
İnançlıydık,inancımız güneşi yakardı,
Geriye mahzun bakışlar kaldı.
..
Kelimelerin sihirli dünyasında seninle yolculuk etmek hayatın yüzüne yansıyan güzelliğini keşvetmek için sana uzanan sınırsız cümleler kurmaya hazır bir adamdan bekleyebileceğin herşeyimle sana uzanıyor düşlerim...
Önümüzde bir sokak var ardımızda bir tarih ve tarihin içinde mitoloji var...
Mitolojinin içinde sen varsın bütün gizemli yaşamınla.....
Hayallerine dokunabilmek için ellerim sana bir düş kadar yakın...
Bakıpta göremediğim yerden,bir zamanlar yaşadığım yerde hayat bulan güzelliğe buradan sevgiler..
Hayatının ince ayrıntılarını ve kaderin bize çizdiği yol haritasını belirlemek için seni bekliyorum...
..
Sevda
İstasyonu olmayan bir yolculuk
Açık denizler gibi
Sevdayı demiyorum da denizi bilen bilir
Sen göğsünü yelken yap bu okyanusta
..
SONSUZA YOLCULUK
Beynim fokur fokur yanardağ gibi
Gönlüm patlamaya hazır bir volkan
Lavlar dörtbir yana saçılmak için
Zamanını iple çekiyor inan.
Serhat GÜLÜ
..
Sevdadır beni yaşatan
Bedenimi sarıp kuşatan
Umuda yolculuk başlatan
Sevda kapılarımı açtım
Sonsuza yelken açalım
Dalgalarla savaşalım
..
Kalbinin köşesinde bir çatlak,
Sızıntı şeklinde akar oluklardan sevda.
Kısa bir sessizlik anı bağlarken seni,
Özlemlerine yaklaştırır seni, bu yolculuk.
Ucunda ölüm de olsa, keserler biletini.
Azrail’le dostluğun başlar o an.
Yumunca gözlerini yaşama,
..
Üç saat mesafe aramızda, 200 kilometre
Bir can burada, bir can orada nöbette
Zaman üstü yolculuk yaşananlar
Vahşi aslanlar artık kafeste
(17.03.2002, Emirdağ)
..
O YOLCULUK
Ayrılırken uzun uzun öptüğüm sen değildin
bir önceki otobüsle gitmiştim ben.
Gözyaşlarındaki ölümü,
..
Dur gözlerinde rayında kokuyor yolculuk
Beni götürmemeye kararlısın anlaşılan
Bırak ardında duranları
Dönüşün olursa
Diye kalsın...
..
Hasretin ateş denizinde mumdan bir gemiyle
Sana geliyorum
Gal-u Bela’dan beri.
Ve hiç bitmeyecek bu yolculuk
Her buluşumda
yeniden yitirmeye mahkum olduğum...
..
Nereye bu yolculuk?
Birak ben de geleyim.
Tek basima koyma, beni de al.
Neden koptu, soyle bileyim,
Kalbimdeki bu en saglam dal.
..
yol
yolculuk
uzayıp giden önünde
sabah olmalı ilk adımın
çayını içmelisin sonuna kadar
vaktin olmalı geriye bakacak
..
hayatta hiç yalnız kalmadım...
dostlarım oldu, beraber yediğim, içtiğim, gülüp oynadığım, hayallere daldığım.... hayallerimi kıskanan, çalan.. beraber geçirdiğimiz anılarımızı; gittiğimiz filmleri, ağaçtan çaldığımız dutları, sarhoşluğun ne demek olduğunu öğrendiğimiz kadehleri, bütün, bütün anılarımızı yine kendileri lekeleyen candan dostlarım oldu (!) onlardan tecrübeyi aldım, yalnız kalmadım...
sevdalarım oldu, toz pembe aşklarım, deli divane günlerim... aynı bardaktan su içtiğim, aynı resme saatlerce beraber baktığım, sokaklarda bağıra bağıra şarkı söylediğim... bu dünyayı terkedip başka dünyalara, başka umutlara yolculuk yaptığım sevdalarım... umutlarımı fazla gören, yüreğimi ezip geçen... gözlerime şiir yazan, benim için gözyaşı döken ve göz yaşı kurumadan başka aşklara yelken açan ölesi sevdalarım oldu (!) onlardan gücü aldım, gerçek sevdayı kovaladım, yalnız kalmadım...
haylazlıklarım oldu, bez bebeklerim, misketlerim... yavru kedilerim, bayramlarım, sadece serseriliğine ağlamalarım oldu... zaman durmuş gibi hissettiğim oyun saatlerim, kıvrılıp yattığım ana kucağım, bakkal amcam, horoz şekerim, şımarıklığım oldu zamanında... onlardan özlemi aldım, yalnız kalmadım...
hayatta hiç yalnız kalmadım hiççç... (!)
..
Zamana yenik düşmüş, insanlığın ince noktası
Ruh ete bürünmüş, varsa yoksa Dünya hayatı
Neden ayıramaz olduk, ebedi hayatla faniyatı
Gideceğiz işte kefene doldurduk pişmanlıkları
Rıhtımda bekler hüzünle, son geminin yolcuları
Gözler arkada kalır, dillerde keşkelerin ahları
..
Yakinlastikça kaybolan bir kente dönüsürdün
Kesfedilemez olurdun içinde yolculuk etsemde
Günahkar mevsimdin
Hiç umut yoktu sende
O yüzden vazgeçilmezdin
vazgeçemedigimdin
..
Bu yolculuk ne bir ölüm nede gitmek istediğim bir yer.
Bu benim ruhumla çıktığım son yolculuk.Bırakırken geride beni.
Unutmak istediklerimi ruhum sararken benliğimi bir sis gibi.
Havaya dağılışımın kayboluşumun hikayesi.
Şu an gözlerim kapalı dinliyorum zamanı hiç korkmadan.
Öyle huzurluyum ki ilk defa ömrümde ilk defa farkına vardım düşüncelerimin.Ve kendimin ne kadar değerli olduğunu.
Eğer hüzünüde acıyıda sevincide yaşayabiliyorsam.Ağladığımda dokunabiliyorsam gözyaşlarıma daha ne isteyebilirim ki beni yaratan tanrıdan.
..
Kudurmuş deniz, dalgalar dev gibi.
Gıcırdıyor direkler, savaşıyor teknem.
Ha battı ha batacak, bitecek bu yolculuk.
Ama göz kırpıyor deniz feneri uzaktan.
‘Gel! ’diyor ‘Gel! ’ ‘Kurtar kendini
seni yıpratan azgın sulardan! ’
..
Yolculuk nereye varmı bekleyenin yoksa
Rüzğarın seni sürüklediği yeremi bırak
Kendini rüzğara şişirsin yelkenlerini
Savursun seni uzaklara hadi artık
Koş uçarcasına durma arkana bakma
Belki bekleyen seni Aşk'tır git
Sen Aşk'ı Aşk seni yaşasın.
..
Adamlığa varsa niyet, din-i hakka git sen direkt!
Zira dinden cüda kalan, adam değil nadan olur.
Kestirme yol durur iken, gitsen şayet sen en-direkt;
Korkarım ki bu yolculuk, sapıtmana neden olur.
..