nedense diz boyu sitemlerinle
hızın ve an’ın kapıp kaçırdığı sarp coğrafyalardan
parmak izlerini gönderiyorsun
belli ki gönülsüz çıkıyor senden gelen her şey
birbirini kesen birbirine katışan, ayrılan yollara
gölgesi gür o badem ağacının
dibinde verdiğin ilk molada hayalete dönüşen
endamına yapışıyorum
kilitleniyor gözlerini açmakta zorlanan
heveslerimiz kulaklarımızı çınlatan nal seslerine
kuşluk ışınları vururken nasıl da tedirgin
başımı döndüren kumral saçların
istanbul’un iki yakasının birbirine en yaklaştığı
yere benzeyen dudakların
avuçlarından gökkuşakları serpiyorsun
üstünden geçtiğin galata’dan çılgın sulara
susuyor mu , susturduğunu mu sanıyorsun beni
ateştendir sözcüklerim sanma durudur
tutsan yanarsın
başkaldırılardayım , dikenlerden geçmekteyim
uslanmaz aşklardayım zehir zıkkım sendeyim ben
Kayıt Tarihi : 6.9.2025 17:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!