Rüyalarıma sahiptin eskiden,
bir şehrin göğe uzanan en yüksek binası gibi
gölgen düşerdi uykularıma.
Şimdi değil gölgem,
adımın kıyısına bile yanaşamazsın.
Kiracı bile olamazsın artık içimde;
çünkü sen,
maziden devraldığım koca bir yarasın,
kabuk bağladıkça soyulan,
soyuldukça kanayan,
kanadıkça büyüyen…
Bir yara kaç defa kabuk bağlar,
söyle?
Göz yaşını tutarsın belki,
ama gönlün kanar da kanar.
Ben susarım,
mısralarım susmaz;
dili lal olur ama yine ağlar.
Her dizenin arkasında,
senin terk ettiğin bir sandalye,
boş bir oda,
kapanmamış bir kapı sızlar.
Ve ben —
bir divane gibi,
yokluğunu sırtında taşıyan bir yolcu,
varlığını yokluğunda bulan bir garip insan…
İşte böyle:
Sen benden gittin,
ama bende kök salan sensin hâlâ.
Aşk dediğin
toprağa gömülse de kaybolmuyor işte;
kökü benden içeri,
dalı senden dışarı büyüyor hâlâ.
Kayıt Tarihi : 23.11.2025 16:26:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!