Gelemedi bu kalbim aşkına
Yüklendim sigaramla çayıma
Gelse de sabah,gönlüm hep akşam
Hep seni içiyorum,kana kana.
Buzlar üşüyordu kıskancından
Yakması Allah’tan, bitmez-tükenmez ferleri
Karanlık fezanın bu direksiz fenerleri
Er Meydanı Kırkpınar sanki bu ulvi meydan
‘Koca Yusuf’ her biri, karanlığa pehlivan.
İçmişti yine Kompleks Delikanlı
O akşam Agora’da şarabını.
Başı masa üstünde sızıp kalmıştı.
Kuru Karanfil gibi boynu bükük,
Bülbülünden olmuş bir gül gibi solmuştu.
Allah’ım ben yine ne yapıyorum?
Her akşam bir şeyler karalıyorum.
Bu sessiz gece de kendi kendime;
Galiba kendimi kanıtlıyorum.
Yorgunum,bitkin düştüm,bu akşam yine bitkin.
İki canlıyım ARŞ’tan, malum sancılar geldi.
O denli dakikmişler ki, ve bu kadar etkin,
Yalnızlık krizlerim, ne de yaman depreşti.
Alın beni yığınlardan.Ey Karanlık Güçler.
Nedir bu ipe sapa gelmez, yaman sıkıntı?
Derman-deva bilmeyen ince dert bunlar.
Bu cesedim ki ruhumu taşımaktan bıktı.
Derman buldukça azıyor bu ince yaralar.
Şu soyut dünyam, çıkışı olmayan bir tüneldir.
Dünyanın yüz suyu, rahmetsin yağarsın
Bize bereket Nuh kavmine tufansın
İflah olmaz sensiz şu cenabet dünya
Bir dünya ki ancak sen yıkar paklarsın
Yağmur! Yazamam seni benim aksimsin
Sanki toplumun tek enayisi,tek aptalı
Yağmur-yaş demeden çıktı Kordon Boyları'na
Çökmüş ruhen,sigaradan benzi sapsarı
Başladı yine o avare yolculuğuna
Bu körfez, hacmi geniş mi geniş ber tencere
Akşam ola karanlıkta tam o sıra
Bir kuş geldi tak dedi,tuk dedi cama
‘Neye yarar ki yiyip durman kafanı
Açsana sonsuza kilitli kapını.’
Orda madde yok,inanmak var inanmak
Bilmeden,görmeden,sormadan hep koşmak.
Zor'lar geldi zorladı önce
Önce ağladım, oyunbozan oldum.
Ve güçlü kıldı beni zorlar
Sonra kabullenip ukala oldum.
Sonra ezildim mecbur oldum.
Zorlaştıkça zorlaştı tercihlerim



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!