Büyü cazibe kadını hem de dul
Kleopatra idi o gün felsefe
Karşımda, içine ne attığı meçhul
Bir şey ikram etti,sihirli kadehte
Uzanıverdi sonra da yatağıma
Anadan üryan soyunup sele serpe
Geceler; Bir ilaç olun bu aciz hastaya
Bırakmayın hekimlere,siz bakın geceler
Koymadan suskun başımı tarafsız yastığa
Girin bu koltuklarıma,dik tutun geceler.
Her gün bir siyah aydınlık,bir beyaz karanlık
Hiçbir şey sormasınlar bana
Ben ki nihayi iflastayım.
Varmak için Aşk-ı Mevla’ya
Leyla’dan geçme faslındayım
Beklemeyin dostlarım benden
Pişman değilim geldiğime dünyaya
Hiç bir şeye,ama hiçbir şeye rağmen
Yürürüm sonsuza açılan kapıya
Gah çaresiz,gah düşe kalka,gah cebren.
Şu zaman yok mu,iki değirmen taşı
Bilir misin bu şiiri yazan eller
Neler çeker verdiğin ilhamdan neler
Kalmışız enayisi bir biz dünyanın
Akılsız başın kahrını eller çeker
Şu pusulam bozuk mudur ne
Durduramadım hiç Kuzey'de
Kuzey'de de değil sadece
Dönmüyor oldu hiç bir yöne
Bir şey var bunda, nasıl olur?
Bir ömür misali Kordon, kıvrılır gider
Her gece cömert koynuna ben gibileri
Derin bir merhametle gündüzlerden gizler
Gölgem ve beni, bu iki avareleri
Senenin sekizinci ayı ve gün Salı
Acaba neden bu kadar dalgın.
Bu yorgun akşamların vaktinde,
Bana ilham veren ay ışığı aksinde
Niçin Bu nehir, bu nehir bugün
bu denli durgun.
Ne zaman bir şey sormak istesem
Kesiyor ZAMAN adında bir satır,
Dünya’yı gecesiyle,gündüzüyle.
Ve nihayeti kocaman bir sıfır,
Gölgeden maddenin sırtında bu yük.
Yük’ü alan her beyin boynu bükük.
Canım bildiğim dostlar
Deli deyip geçtiniz
Gece dostum aynalar
Suretimi içtiniz
Bana ölçü duvarlar
Gölgemi kabzettiniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!