Başka bir pazar günü
Birazdan sokak kararmaya başlar
Aynı kepenk sesleri köşedeki ampulün
Yanmasını bekleyen pervaneler
Fırının ışıkları söner köpekler ortaya çıkar birden
Bir kadın çöp tenekelerini karıştırır
Uzayıp gidiyor yollar
Herhangi bir otobüsün bana ayrılan
Koltuğunda değilim
Saatimin kordonunu biraz daha kısaltıyorum
İçimde eğreti bir avuntu var
Sessizce sessizce durmadan sessizce
Seni düşünüyorum
Şimdi şunun bilmezliği içindeyim ,desem
Yalan olacak
Telefonun tuşlarına dokunuyorum sürekli
Sürekli hüzün kokuyor
Dokunduğum her çiçek
Sol yanım tekledikçe
Daha çok sıkıyorum dişlerimi
Uçuk gri renkli dakikalar
Peş peşe düşüyorlar masalara
Cüzdanımda son fotoğrafın
Bir dilim beyaz peynir otuzbeşlik susuz rakı
Kuruyan dudaklarıma dokunan
o ince parmaklı ellerin
Kaç ton geliyor yalnızlığım
Köşedeki ampulün etrafında
Fırdolanıp duruyor pervaneler
Ortalıkta serseri naraları
Uzanıp gidiyor ötelere doğru yollar
Herhangi bir otobüste unutuyorum
son yolculuğumu
Şimdi şunun bilmezliği içindeyim ,desem
Yalan olacak
Sol yanım tekledikçe
Daha çok sıkıyorum dişlerimi
kırılgan yerlerimin çoğalmasına
göz yumuyorum…
22 Nisan 018- 01
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 22.4.2018 18:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yersizliğin adı
BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetlePaylaş
Başka bir pazar günü
Birazdan sokak kararmaya başlar
Aynı kepenk sesleri köşedeki ampulün
Yanmasını bekleyen pervaneler
Fırının ışıkları söner köpekler ortaya çıkar birden
Bir kadın çöp tenekelerini karıştırır
Uzayıp gidiyor yollar
Herhangi bir otobüsün bana ayrılan
Koltuğunda değilim
Saatimin kordonunu biraz daha kısaltıyorum
İçimde eğreti bir avuntu var
Sessizce sessizce durmadan sessizce
Seni düşünüyorum
Şimdi şunun bilmezliği içindeyim ,desem
Yalan olacak
Telefonun tuşlarına dokunuyorum sürekli
Sürekli hüzün kokuyor
Dokunduğum her çiçek
Sol yanım tekledikçe
Daha çok sıkıyorum dişlerimi
Uçuk gri renkli dakikalar
Peş peşe düşüyorlar masalara
Cüzdanımda son fotoğrafın
Bir dilim beyaz peynir otuzbeşlik susuz rakı
Kuruyan dudaklarıma dokunan
o ince parmaklı ellerin
Kaç ton geliyor yalnızlığım
Köşedeki ampulün etrafında
Fırdolanıp duruyor pervaneler
Ortalıkta serseri naraları
Uzanıp gidiyor ötelere doğru yollar
Herhangi bir otobüste unutuyorum
son yolculuğumu
Şimdi şunun bilmezliği içindeyim ,desem
Yalan olacak
Sol yanım tekledikçe
Daha çok sıkıyorum dişlerimi
kırılgan yerlerimin çoğalmasına
göz yumuyorum…Çok hüzünlü dizeler... Çok güzeldi okumak...
Bir Necdet Arslan klasiği... Gönlünüze sağlık...
Sevgim ve Saygımla...
TÜM YORUMLAR (2)