Hangi şehrin karanlık kollarına sığınmış kimsesizsin sen. Hangi evin köşesine sığınmış, beyaz duvarlara resmediyorsun düşlerini. Nerdesin? Çok mu uzak düşündüğün hayallerin? Sesin çıkmıyor bu aralar, boğazına hüzün mü kaçtı? Ağlasana. Düşmüyor değil mi? Ağlamak istediğin halde düşmüyor boğazında topladığın hüzünlerin. Biliyorum, insanlar silah gibi, beyinleri mermi dilleri tetik gibi. Onlardan kaçtığını biliyorum, onlara sığındığınıda. Bu tıpkı öleceğini bile bile yaşamak gibi. Hade tutsana elimden, bana dünyanın yedi harikadan daha harika olduğunu göster. Yok değil mi? Bulamadın. Göstermek istediğini sende göremiyorsun. Bana kendi dünyadan luminist bir resim çiz, bizi orda yarat. Yeniden yarat...
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?
Devamını Oku
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç?



