Biliyorum bir gün sonrası hep başka bir bahar,
Ama ben bir tek senin baharınla büyüdüm,
Çocuktum bilirsin...
Seninle büyümeye öyle hevesliydim ki...
Sonunda başardım ama,
Çocuk kalmak başkaydı seninle.
Seninle başkaydı ceketimdeki şiirler
Ve seninle başkaydı içtiğim çay ve diğerleri...
Seninle başkaydı barışmalar,
Ne konuşacağını bilememenin verdiği heyecanlar...
Yorgunluklarına set olasım var inan;
Küçük bir yastık olasım var başını koyduğun...
Ama bir tek şiirlerim var cesurluğuma imkan
Ve sensizliktir sana karşı tek korkum
Cesaretimi bir tek sana gösterememiş olmak ne acı...
Şiirlerin arkasına saklanıp kalmak istemezdim lakin,
Senden saklandığım tek yer,
Senin içinde olduğun şiirler olmalı yine.
Seninle senden saklanmalıyım...
Kimi zaman susmalı,
Kimi zaman çok konuşmalıyım...
Ama seni bir şekilde hissetmeliyim şu kurallar dünyası içinde...
Seni sevmeye devam etmeliyim,
Vazgeçmemeliyim...
Bana "Vazgeç!" bile diyemezsin.
Desen öyle kızardım ki sana...
Biliyorsun çünkü vazgeçilmez olduğunu...
Biliyorsun çünkü vazgeçilmez olduğumu...
Bilmiyorsan da hatırla,
Hatırla ki düşünme "Bu beni niye seviyor?" diye...
Hatırla ki düşünme ''Ben bunu niye sevdim?'' diye...
Hissiyatlarım bana diyor ki,
"O fidan gözlerinin altına çizgiler çizilmişi sevmek vazife sana!"
En sevdiğim vazifemsin sen benim.
Sorumluluklarımın en tatlısı...
"Sorumluluk mu olduk şimdi?"
Nereden benim sorumluluğum oluyorsun değil mi?
Ben öyle istiyorum çünkü...
Hiçbir açıklamam yok.
O vazifeye hayranım ve onu istiyorum...
Seni istiyorum...
Senin de dediğin gibi
-Bilmem dedin mi şarkı mı söyledin yoksa-
Evet dediğin gibi;
"Neden diye sorma..."
Nedenler seni gölgeler,
Beni yazdırır...
Beni dinlemedin sordun...
Pekala...
Seni sevmeyi bıraktığım anda anlarım ki;
Ben yok olmaya en yakın zamandayım
Ve seni böylesine sevecek biri ararken sen,
Ben ufak çaplı bir firardayım...
Seni elimden geldiğince yaşatmak geliyor içimden...
Çünkü sen nadirsin,
Çünkü sen bulunmazsın ki hiçbir yerde...
Bir an kaybolsan ortadan,
Belki yine bulunmazsın...
Ortalık o kadar çer çöp ki,
O kadar kalabalık var ki seni gölgelemeye çalışan...
İşte dağıtmak istiyorum o sis bulutlarını!
Bir bakın benim yârime demek istiyorum.
Bana düşer mi bilmiyorum,
İnan ki; bir tek bana düşecek,
Zaman bizi buraya sürükleyecek.
Senin olayım ben,
Sadece senin...
Benim olasın sen,
Sadece benim...
Ben o gözleri hep izliyorum.
İnanmazsın hala üstündeki, altındaki yaşanmışlıklara bakıyorum...
Kimin yaşattığı umrumda değil...
Hani o senin yaşanmışlığın var ya gözlerinden hıçkıran,
Ve sadece benim aşkımın duruşuna yakışan...
Onu izlemeye bayılıyorum...
Ben yeniden aşık oldum galiba.
Neyse canım yabancı değil...
Ben hep tekrar tekrar oluyorum zaten...
Tüketemiyorum ki seni.
Her gün farklı güzelsin,
Her gün farklı bir cansın şu hayata...
Şu hayatın canımı sıkıcılığına...
Seni öyle sevmek istiyorum ki bazen,
Sevdiğimi bile unutuyorum.
Sanki her şeye yeni baştan başlıyorum...
Sanki sana tekrardan "Şiirler senindi!" diyorum.
Bilmem mevsimden mi,
Yoksa sen bir an bile olsa beni mi düşündün...
Gerçi sen her aklıma geldiğinde,
Beni düşünmüş olsaydın,
Aklından çıkmazdım herhalde...
Güldüm evet.
Senden bahsederken ben mütemadiyen gülüyorum...
O yüzden sana gülüm diyorum ya...
Ver kalbini de sarayım azıcık yaralarını,
Bastırayım kalbime...
Sarılayım ona...
Sarılmak demişken,
Ben sana sarılmayı unuttum biliyor musun?
Kör oldum ben aşkınla o sıra demek ki,
Ya da sarılmaya benzer ne kadar sarılma varsa,
Hepsini unutmayı göze aldım...
Cesarete bak...
Yine sadece şiirlerde...
Ben sana sarılırım ve kimse görmez,
Sen merak etme...
Sana sarılmanın suçu yok.
Eğer varsa,
Ve sana sarılırken yakalanırsam,
Günah benim, suç benim...
Ne dert ediyorsun?
Sarılmışız işte,
Daha ne istiyorsun?...
Kayıt Tarihi : 2.4.2022 23:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!