Evet, işte hayalini kurduğun sevda
Ne üzülüyorsun oğlum?
Bilmediğin işler değil ki bunlar
Aşıksın ona deliler gibi
Hiç hak etmedi
Hiç örnek değil çevresine
Bir hasta sandalyesine oturtuldum
İleri gitsem merdiven
Sağıma dönsem merdiven
Soluma dönsem merdiven
Merdiven
Bir hasta sandalyesinde
Elini uzatıp güzelliğe
Bir nakış dokumuş saçlarını
Kalbinin üstünde
Kalbin bir yerinde
Bir oynat butonu
Bir adam ruhsuzluğunu
Ne yapıyorsun sen
Yalan söylemiyorum
Mutlu olmadığımı
Neyin beni mutlu edeceğini
Mutluluğun hangi coğrafyada
Hangi günbatımına karşı
An’ın içinde
An’ın yanılgısı
An durur
An sevilir
An’ın çok güzel saçları vardır
O an
Bir ertesiydi mutluluğun
Bitmek bilmeyen bir gülüşün
Son yaveriydi
Uzun yıllar boyu
Düşleriyle ördüğü pelerini
Bir halı misali sermişti aitliğe
Şimdi o fısıldadığım tüm sözleri
Bir el gereksinimi duymadan
Bir dudak temasıyla geri almak cüreti olsaydı bedenimde
Güçlü bir duruş ile
Tüm düşüncelerimi
Tüm anlamadıklarını
Siyah beyaz perdeler ardında
Nefes nefese
Bir kaybolma telaşı içindesin
Her şey için acelen var
Her şeyin kusursuz işleyişi
Anlam veremediğin her sorunun
Aramıyorum artık
Saklanmıyorum da
Biraz uzakta
Biraz karanlık
Biraz bakmakla
Görmek gibi
‘’O kadar yalnızım ki’’
Saçlarımı yıkadım.
Dişlerimi fırçaladım.
Ufak bir sakalım var yüzümde, tıraş bile oldum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!