İlim,irfan yollarında
Geziyor bak benim oğlum
Kağıt,kalem ellerinde
Yazıyor bak benim oğlum
Miskinliğin dünyasına
Garip açken yağlı börek yiyemem
Yüreğim dağlayan kor beni söyler
Doğru olan lafa yalan diyemem
Ruhumda çağlayan ar beni söyler
Yarensiz sofraya balı istemem
Hazan yeli şaklattı kamçısını
Vurdu yüreğime inceden ince
Tutunduğu daldan kopan yaprağım
Savruldu yerlere o yar gidince
Bazen havalanıp dokunur cama
Dile gerek, dile gerek
Bülbüle dert,çile gerek
Ben güzele güzel demem
Dadaş-gelin bile gerek
Dile gelsin,dile gelsin
Gönüller, âşığın aşk denizidir
Deniz taştı, derya doldu bilesin
Her mısrası duyguların izidir
Dile düştü,destan oldu bilesin
Aynalara yansır asıl gerçekler
Bozuk pusulayla arar yönünü
Cahilliktir yolu baştan bilirim..
Bilge rehberlerin haklı ününü
Muhabbetle dolu aştan bilirim..
Seven sevdiğini arada yoklar
Sevda kuşum yuvasından uçacak
Elemle dolacak gönül dağlarım
Ayrılık bâdesi içti içecek
Tükenip bitecek mutlu çağlarım
Çınlar kulağımda hazin bir veda
Hem borandı hem tipi
Şimşeği çakıp gitti..
Kaynayan bir su gibi
Kalbime akıp gitti..
Gözünde tatlı hiddet
Ne günler unutturdu,ne aylar aldı derdi
Bıraktığın o yerde, bıraktığın gibiyim
Sevda derdi çekenler, zamanla söner derdi
Sönmesi şöyle dursun; ilk yaktığın gibiyim
Bağıma gazel düştü, kavruldu siyah lâlem
Topraktan gelmişem gardaş
Birgün talan olacağım
Fani Dünya bana sırdaş
Bir gün yalan olacağım
Sultan olsam taç başında
Tşkler sevgili Abdulkadir gardaş...
Ağzınıza, gönlünüze sağlık. Kaleminiz hep yazsın değerli hemşehrim. Erzurum sevdalısı, Aşkale aşığı güzel insan şiirlerinizin hepsi birbirinden güzel. Rabbim devamını nasip eylesin.