Gözlerim ağırlaşıyor bu güneşin karanlığında
Oyunlarda domur domur alında biriken terleri olsun tüm çocukların
Gözyaşları nöbet tutmasın devriyeler bitirsin bu karanlıkları
Peki bu çelimsiz bakışlar nasıl görebilir çığlıkları
Her kirpiğimde bir ok, gözlerimin kapandığında saplanır içime
Zaman akarken o yuvarlak masa saatinden,
Bir kuruşluk anı varken ceplerimde,
Aç kapıyı!
O kıvırcık saçlı, elma sekeriyle kız çocuğu kapında...
Sen konuşuyordun, kanat izleri oluşuyordu gökyüzünde
Fiyakalı yaşamdır benim için aynada iki kişiyi görünce
Tarifsiz bir mevsimin harflerin tuzağındayım,
Kalbin bir kapan , anlarım bunu yüreğimin kırıklığından
Hiçbir kelimemin ünlemle ilişkisi yoktu o zamanki takvimde,
Nasıl oldu da zamanın çatık kaşı selama durdu
Güneş güne bekçiyken firar etti de gün akşam oldu
Kelimelerimi rehin aldı nefesimin enkazı
Bir gözyaşım.,titrek parmaklarınla bir hışımla sildiğin.
Belki bir türküyüm, yüreğine kuru otlar eken.
Bestekârın tamamlamasını beklediği son notasıyım bestenin.
Gri bir bulutta olabilirim ekini yağmuru bekleyen çiftçi için.
Ya da bir yâre gönderilen mektubum sımsıkı bağrına sardığı..
Eteklerin de zil miyim, müjdeli haberlerden sonra?
Gönül tezgahımda zakkumlar boy atarken
Sehpasında boynuma geçen kementti gözlerin
Lambaları yaktım, karanlık sayfalarla muhabbet ettim
Sözlerim şarkı olurdu dilimde, anlayabilseydin beni
Yıldızlara kefenini giydirdim, koynuma dikenleri taktım
Seni diktim bakışlarıma nasıl söküleceksin yerinden?
Öyle bir dağladın ki bozkır oldu yollarım.
Çiçeklerimi kopardın en güzel bahçemde.
Dipsiz bir kuyuda bir ışık huzmesiydi halbuki gözlerin
Bilemedin her satıra seninle başlardı sözlerim.
Çıktık gökyüzüne seninle, bundan bile haberin yoktu
Sen keçeli kalemleri severdin
Ben kurşun kalemleri
Sen resim yapardın, ben yazı yazardım
Direğin önünü rehin alırdık, ateş böcekleri eşliğinde
Oyun çığlıklarına gofretlerimizi katık yapardık
Yürüyen ömrün koşan heyecanlarını yaşadık .
Cümlelerimin sayfaları
Götür beni ey sokak, sözlerini ben söyleyim adımlarımın.,
Ayni nakaratta volta atmayım burada,
Ruhumun rotası kalabalıklarla kangren olmasın,
Yüreğimin koridorlarında sert duvarlar incitse de beni,
Kapının önü insan yığını, sesler kulağımda uğulduyor
Kapıyı kapatsam nafile çığlıklar insanı deliyor
Hak arayanın yanında bir de çocukların ağlaması
Küçük bir mahşerin yansımasıydı sanki burası
Hiç kimse bakmıyor ve herkes duvarları kendine örüyor
Küçük kızın düşmesine kimse bakmıyor



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!