Bir yıl daha yoksan
bende vakıtsiz
kükürtlü bir yağmur olurum dağlarda
mitolojik çağlardan aldığım acıya
- ki sen buna aşk derdin-
bulutları sararım odamda
Doğurdum seni şiir
bol sancılı kan revan
acıya ağrıya inat.
İşte büyüdün
konuşmayı öğrendin şimdi
Karapapak çocuğuyum ben
örselenmiş sevdalarıyla büyüdüm Anadolu nun
karnımı kırbaçlanmış buğdayından doyurdum yurdumun.
Susmasını bilirim
söze kan doğrandığı zaman
Örstür yaşam
bereketli bir gülüş
bir avuç sevinç
tek gerçek yoktur söylenmiş
bir yanılmadır aşk
12 Eylül Kadını
en uzun havasıydı kalbimin
büyümeyi giyindiğim gün terk ettim
--
terk ettim bacaklarım titreyerek
Gurbet getirdim sana avuçlarımda
Görüşmeyeli çok yoruldum
Karanlığa dayayıp başımı
Kere yattım kan uykusuna
Islak hüzünlerden geldim
Yaşarmış gözlerden
Uzatsam elimi
tutamazsın sevgilim
çünkü ömrüm
sarhoş ucurumlar gibidir
Çağırsam
bazen acılar süzersin damarında
kaleme kan bulaşır
var ile yok arasında
gözüne yaş olur ömrün
sırtladığın hayat
seni sırtından vurmuştur
su çakıllara söylerken şarkısını
akıntıya kapılmıştı şiirim
öfkesini silkeleyen bulutlara tutundum
herkes bildi kimliğimi
kök kadar kördü düşlerim
kör kadar yalnız
Ağrıdan yuvarlandım
Dağlardan
En iyi ben konuşurum
Ağrı nın lisanından
Ben şahidim
Dağ gibi duranın
söz sessiz bir isyanla genişletiyor deltasını..güçlenerek akıyor içimize...dönüp vuruyor kendi gerçekliğini..inadına bir başkaldırı bu...güçlü dinamiği şaşırtıyor...gören gözün kılavuza gereksinimi yok...deliliğin daim olsun şair