Yaşanmış en kabus dolu gecelerim,
Birer birer kuytularımda şafak bekler oldu.
Ve nihayet, ihanet ocağında tavlanmış, en kasvetli acılar;
Kudretime ceng tutup, çatlatacak şakak buldu!
İnsan hapsoluyor be! Bazen içtiği sigaranın dumanında, bazen de rakının beyzında. “Üşüyorum!” Diye seslensem bu hasretinin ayazında; çıkıp gelecek bir hayalin bile kalmamışçasına, hapsolmuşum, beni mayhoş edenlerin, arasına! Ne bir elimi tutanım var ne de halden anlayanım. Olsun, ben acılarının kasvetine de artık hayranım. Ey sesi kulaklarımda çınlayanım! Söyle! Kaç hasret daha müebbet yatmalıyım kabuslarımla? Kaç kuytuda şafak bekleyene kurban olmalıyım daha? Bükülmez sanmıştım bileklerimi, paramparça olunca anladım, inceliğini. Üşüyorum işte, gözlerimin sağanağı altında. Biliyorum, gelmez, kalbimin dayanağı, bir daha...
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta