Ölümsüzlüğün tek eseridir aşk. Tüm umutsuzlukların umutları ve tüm şerefsizlerin oyuncağı...! Kendini böyle kabul ettirmişti, yıllar önce. Sen ve senin gibilerden önce...
Şimdi soruyorum kendime. Uğruna savaşmak mı güzel ölmek mi? Zaten sen gittiğinde ölmedim mi... Sen benden vazgeçince, ben de kendimden vazgeçmedim mi... Ben sen gibi görmedim aşkı. Sen gibi yabana atmadım sevdayı. Bir tek nefes almadım hayalin olmadan. Bizim aşkımız çoktan bitmiş, daha güneş batmadan. Anladım alın yazım silinmiş, sen gittiğinde; bana sorulmadan...
Eminim birgün olacak. Bu yürek atlatacak sensizliği. Yıllarım gidecek belki, gitsin... Senin için herşeyi göze almışken, yıllarım feda olsun canına... Şimdi yavaş yavaş öldürsün aşkın beni. Sana dokunmasın yeter ki. Kar beyazı gibi giydirsin kefeni. Mezarımda ağlama yeter ki. Sızlatsın içimi her nefes aldığında, sen ağlama, hep gül ki mezarımda soldurmasın bedenimi... Ve ben hep kara toprağın içinde, haykırayım sen diye...
Seni sen gibi sevemem. Sen gibi, bu kadar düşemem. Hergün yalanlara bürünüp, kalbim sana aitken; yanımdakine seninim diyemem... Yaşanacak kaderin, şimdiki halidir aslında çektiklerim. Şimdi hiç düşünmeden çekip gidersem, ölüme merhaba derim...
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta