Her şeyin sonu keyifli,
şekerli şerbetli olsun isteriz.
Yemeğin sonu,
tatlı ardına sohbet eşliğinde bir kahveyle;
ders, hocanın tebessümüyle;
film, müzik ve kavuşmayla;
temizlik, eve yayılan hoş bir kokuyla
bitsin isteriz
yolculuk,
sevdiğimiz bir yere varmanın aydınlığıyla;
namaz, derin bir duayla bitsin;
güneş, turuncu bir serinlikle batsın,
gün rahat bir uykuyla
nihayet bulsun isteriz.
Eksik kalmamayı, parçalanmamayı dileriz.
Bitmeden başlanılmaz
ya güzelce bitsin güzelce başlasın isteriz.
Allah tamamına erdirsin. diye dua ederiz.
Başlamanın duasıdır tamama ermeyi istemek;
bitmenin sükûnetle,
güzellikle gerçekleşmesini dilemek.
Hayatın özü insanın yarım kalması üzerine kurulu
İmtihan devam ettikçe biz yaşıyoruzdur
ve biliriz ki her şey biraz eksik,
yarım biraz da buruk olacak.
Bu yüzdendir inşirahla tesellimiz,
birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye edişimiz,
kaygının mavi dumanı karnımıza dolunca
Rabbi temmim bi’l-hayr! deyişimiz.
Bir evliliği bitirmek,
nişanı atmak,
arkadaşlığın ya da komşuluğun son bulması,
bir şehirden ya da iş yerinden ayrılmak
ne kadar estetik olabilir ki
Veda yemeklerinde samimiyetle
ve ayrılığın olağan hüznüyle edilen güzel sözler
beraberken kırılıp dökülen ne çok şeyi
tamir eder,
derler toplar.
Geride kalana en kötü hâlde bile
İyi insandı, yolu açık olsun! demek düşer.
Son noktayı koymak,
hasılaya varmak ve bir imza atmaktır.
Konuşurken kelimelerdeki vurgu
son seste veya son hecededir genellikle
ve son cümleler o denli önemlidir ki
meselenin özünü saklar.
Sıkıca sarılmak;
yorduysam, üzdüysem mazur gör, demek;
ben senden razıydım Allah da senden razı olsun,
işin gücün rast gitsin,
iyilere yoldaş olasın demek,
başka bir şekilde
tekrar bir araya gelmeyi umduğunu dillendirmek
çok mu zor?
Evet, bazen çok zor.
Nasıl başladıysa öyle biter derler.
O zaman başlamanın da güzellik
ve iyilik içinde olması,
güzel bir niyetle bezenmesi icap etmez mi
Sonsuzluğu hayal etmiş olsak da
bitirmek için başlamasak da
her şey bizim dilediğimiz gibi seyretmez,
kontrolden çıkar bazen.
ağza alınmadan korkuyla yüreklerde saklanıp kaldığı,
mış gibi yapılarak bitirilen beraberlikler
geride bir tortu bırakır.
Bu örtülü kırgınlıklar,
bitişi sessiz
ve bazen kaba kılabilir.
Diyelim ki kötü başladı ya da iyi ama bitiyor.
İşte her nasıl geldiysek sona;
bitirmenin, parçalanıp dağılmaya benzemesi de mümkün;
derlenip toplanmaya benzemesi de.
Sona gelindiğinde parçalarımız dağılabilir.
Hatta bir patlama gibi şiddetle etrafa saçılabilir,
saçılanlar yakınımızdakilere çarpıp zarar bile verebilir.
Hem bizi hem en sevdiklerimizi darmaduman edebilir.
Söylemesi kolay yapması zor biliyorum
Bütün bitişlerin de bittiği ölümü;
huzur dolu bir yatakta,
hafiflemiş bir aydınlıkta,
taksiratın hoş görüleceğine duyulan güvenle
karşılamayı hayal ederiz.
Kapılar çarpmasın,
telefonlar birden kapanmasın,
sesler yükselmesin,
karanlık birden bastırmasın,
son sözlerde
nalına mıhına gelişigüzel vurulmasın;
ağrılar, sancılar olmasın isteriz.
Kitap bölümlerinin son paragraflarını çizeriz genellikle,
mektubun son cümlelerindedir hasret, sitem ve dualar.
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine diye
biter her masal,
bitmek bilmeyen bir sevdayı anlatır.
İşte böyle
asıl söyleyeceğimizi genelde sona saklarız,
derdimizi biterken dile getiririz
ve bunu ne kadar incelikle söylersek
o denli derin bir iz bırakabiliriz,
ardımızda.
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 10.10.2025 01:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!