KÜSTÜM ÇİÇEĞİ 
Ah be yar
Yine düştün aklıma, tamda seni unuttum derken….
Sen küskün bir çiçek gibiyken bana,
Ben sana Ahmet Kayanın umudu gibi,
Kokusuz menekşede,
"Mahşere Kadar İçimde"
Buluşmak…
Mahşere kaldı, Yâr…
İçimde bir yıkıntıdan başka ne kaldıysa,
"Mahşere Kadar İçimde"
Buluşmak…
Mahşere kaldı, Yâr…
İçimde bir yıkıntıdan başka ne kaldıysa,
Bu gece ,Kağıt sustu...
Kalem, secdeye vardı kelimelerle.
İçimde bir kıyam,
Her harf, içimde bir yangınla indi gökten  yere.
Bu gece,
Mahşer Meydanı
Ey kalbimin beklediği,
Ey yaralı sevgili…
Kalbim, bir mahşer meydanı şimdi.
Ah yar (resurullah ) Ben ki ayağının altini öpecek olsam , kirpiklerim canını acıtır diye korkarım, ben senin sevgine talip olurken başımdan vazgeçerim,  sustum Yar susarak bakıyorum gözlerine,  sürgünüm Yar sürme çekmiştim hasretinin koyuluğuna,  vuslata dair dualarım var ,Yüreğim üşüyor senden böyle uzaklarda , Yar, acım, bitmeyen sancım bir aglayabilsem, bir feryat etsem çözülecek dilimde ki kördüğüm... 
...O Kördüğüm ki senin aşkın gibi olabilirmi Yâ Rasulallah, Hak Habibim demiş sana, hiç denk olabilirmi bizlik bir duygu sana...
...Sıdreti Münteha yolcusu, Kabı Kasveyn neresi dendiğinde iki yay arası diyen, Secdegâha işaret eden,
İsra gecesini Taifdeki sabrı sonrası ALLAH azze ve Celle'nin daveti üzerine Burak adlı binek ile başlayan ve geldiğinde hala abdest aldığı ibriğin sallanıyor olması ile bizlere Zül Celali vel İkramın ne denli Sûbhan olduğuna ve eğer ALLAH senle ise,
sana Nazar etmişse mekanın ve zamanın önem arzetmiyeceğinin delilisin Yâ Rasulallah...
...Selâm olsun sana Dostum diyen Cebrail aleyhisselama, selam olsun ikinin ikincisi Ebu Bekiri Sıddık radiallahu anha,
Ey Sevgili ,
Ben sana gelmedim aslında,
ben özümü Mekke’de bırakıp
Hira’da aradım kendimi.
İçimdeki dağ sustuğunda
bir vahiy düştü kalbime;
Sana söyleyemediklerim var hâlâ,
Bir mektup gibi içimde mühürlü.
Her kelimesi seni bekliyor,
Her cümlesi göğsümde bir ağırlık…
Misafirim
Günlerden çarşamba…
Aylardan mayıs…
Gecenin omzuna yaslanmış bir dolunay var gökyüzünde.
Ah Yar Ah be , Uzaklardan  rüzgarlar  esti  odama ,toz ile toprak birbirine girdi bir anda , tüllerin  ayağı yerden kesildi  anlamsızca , vazoda ki  papatyalar korku ile  raks etti  sallana sallana   ,  İstanbul bu gece sen  koktu   Yar.
Ah be Yar , soruyorum simdi sana , Sen hiç dokunmadan,hatta konuşmadan aşık oldun mu ? Bir bıçak ,sırtına saplandida , tüm umutlarini öksüz bıraktı mı ?  hayal kırıkliklarin parça parça ,canına  batıp ,cigerlerine kadar  yaralandin mi?  , İstanbul bu gece buram buram  sen koktu Yar .
Ah be Yar,  Ben  cizdigim akrep ateşi çemberi nin ortasında yanasim varmış gibi cayır cayır  yandım ,yandim , bir selamına ,yüzüme bir gülüşüne kurbanlar adadım , sensizlikte sabahlara kadar savaştım ,savaştım havlu attm , İstanbul bu gece  sen koktu Yar ,
Ah be Yar, biliyor musun ?  benden gittiğin, yollardaki kaldırım taşları ciçeklendi Aksam sefalari , begonvillere inat dahada renklendi ,  ,sokağın başındaki selvi ağacı bile dile gelip yeter dedi , İstanbul bu gece   sen koktu Yar ,
Ah Şehri değil zehri İstanbul ,ne kadar kalabalık olursan ol , bir ben varım ,bir Yarim, ,iki yakan bir araya gelmez bu kadar Ahlar alırken , hasretim diner mi sanıyorsun Yar bende bu kadar var iken ,  ah İstanbul ah  , kız kulesi kadar yanliz kalmışken
Söylesene İstanbul niye bu gece  bu kadar Yar koktun , kastın bana mı ? Yoksa seninde benim kadar yanlızligina mi ? Kok İstanbul Kok ,benden beter ol , Haydar paşa garı gibi kimsesiz kal , Adalar gibi ortada , boğaz gibi ne sana gelenler kalsın ,ne senden gidenler , yan İstanbul yan , bir Yarimi çok gördün bana . Söylese İstanbul bu gece niye bukadar Yar koktun



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!