Kahvemi yokluğunun yankısında demledim...
Şeker yerine biraz hüzün —
Biraz da suskunluk koydum.
Bir yudumda, gözlerinin rengine takıldı zaman.
Akrep ve yelkovan, bir çıkmaz sokak gibi
Büküldü üzerime.
Yağmur, anlatıyor içimi cama vurarak.
Bir sır gibi damlıyor heceler;
Her damlada biraz sen...
Baktıkça içimde başka bir ben,
Senli günlerle kavga ediyor.
Kırık aynalarda yüzünü ararken,
Yokluğuma rastlıyorum yeniden.
Kalbim —
Bir çekmecede saklı,
Sararmış bir mektup gibi.
Her açışımda,
Biraz daha eksiliyor nefesim.
Ve hâlâ...
Konuşmaktan çok susmayı bilen ikili:
Yalnızlığım ve ben.
Takvim,
Bir tarihte durmuş da kimse fark etmemiş.
Günler akmıyor;
Yaprak yaprak dökülüyor sensizliğe.
Konuşsam...
Sesim sana çarpıp,
Bir kırık bardak gibi dağılacak.
Bir anı düşüyor rüzgârdan boynuma:
Saçlarının kokusu gibi tanıdık,
Biraz sitemli, biraz sıcak.
Sarıldım o anıya —
"Üşümesin," dedim,
Geçmişin en güzel ânı.
Sokak lambaları bile öğrendi artık,
Hangi adımda seni beklediğimi.
Her gece,
Aynı dua,
Aynı ihtimal:
"Belki dönersin," diye...
Ama sana açık kalan tüm kapılardan,
Hep sessizlik geçti.
Her gidiş,
Biraz daha eksiltti beni.
İçimde barışmayan parçalar,
Gözyaşlarımla ateşkes yaptı.
Üzerime giydiğim suskunluk ceketi,
Cebinde kırık bir "belki" taşıyor.
Adını her andığımda,
Dudaklarımdan bir kıymık gibi düşüyorsun...
Sızlayarak.
Bir mum yaktım.
Seni anlattım gölgeme,
Duvarlara,
Geceye.
Bir çay koydum —
İkincisi hep soğudu seni beklerken.
Bedenim hâlâ ayakta,
Ama içimde,
Yıkılmış bir evin küllerinden örülmüş duvarlarla.
Ve şimdi...
Yalnızlığım ve ben...
Sana veda edemeden,
Sana dair her şeyle birlikte,
Seni bekliyoruz.
24 Haziran 2025 / Salı / Ankara
Halil KumcuKayıt Tarihi : 24.6.2025 11:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Bazı sessizlikler kahve gibi demlenir; içine bir kez hüzün katıldığında, tadı asla eskisi gibi olmaz.” “Her ‘belki’, bir kalbin cebinde ağırlık yapar.”
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!