Fino mahallenin tek sahipsiz köpeği,
Ne aşı parası harcandı onun çocuklarına,
Ne yeşil kart verildi finoya bakanlıkça,
Emekli maaşı da bağlanmaz asla Fino'ya.
Gözleri henüz açılmış üç kediciğin
Önce yangınlarda kalıyor,
Ardından donuyor kadın.
Ne kadar sevgi sunsamda,
Aşktan uzak artık kadınım.
Menapoz
Korktukça büyüdü gözlerimde ölüm
Küçücüktün oysa sen sevdam
Ben öldüğüm gün.
Yaşam doyulmaz pınar
Ölüm ayrılığa bir düğün.
Bu toprak bizimdir oğul
Biz böyle bakarız toprağa
Bak! Elimiz nasır nasır,
Ayaklarımız çıplak basar toprağa
Altında vadi yamaç yırtıklarla
Sarıl Canım dostluğa,
Sahip çık insanlığa,
Dost bulmaz isen yanında,
Hatır sor sen dağa-taşa...
Bahçede ki şu karınca,
Ne kadar resmi tatil köyü varsa işte hepsi,
Tüm Eğitim ve Dinlenme Tesisleri memleketimin,
Bilirsiniz mutlaka öncelikle kimlerin…!
Bütün vatan sathı güzel ülkemin,
Tek tek hani yetmiş milyonundur da,
Bir sofra açtık peribacaları önüne,
Halil İbrahim sofrasından daha büyük.
Bir sofraki bu gönlümüz serili içinde;
Kırkbir milletten de insan çökmüş eteğine,
Çeşit çeşit üzüm de konmuş aha siniye,
Kardaşım canın istediğini istediğin kadar ye,
Şiir yazmak zor değildir dostlar,
Sözcükleri seçersin sözlükten cımbızla,
Eğer bükersin biraz, olur size dizeler;
Bir kaşık da his kattınızmı içine
-Bilirsiniz his şiirin tuzu biberi-
Oldu bitti işte size, süper bir şiir.
Bu yollardan nice insanlar geçti;
Kimi zengin, kimi fakir ya da kimi orta direkti.
Çoğu çorak toprağa dikilen cılız fideler gibi,
Kız kuruları gibi kimi, çelimsiz ve ufacık memeli.
Az alırken çok verdi kimi;
Ne olurdu şu son mektup da,
Eline geçseydi dedeciğimin.
Ona da selam yazabilseydim,
Hal-hatır sorup el öpebilseydim!
Zavallı ninem şimdi hep yalnız,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!