Islak bir karanlığa bulandı gece. Sarhoş sürünmelerine alışkın kaldırımlarda yalınayak umut arıyor gönlüm. Hasret trenleri kalkıyor peronlardan, hasret yüklüyor iç sancılarına mahkûm hamallar. Sessiz bir haykırışı alıp, kara vagonlara yüklüyorlar. Haritada adı olmayan bir kentte senli hayallerimi soluyorum. Yoksun, olmayacaksın da. Ama bekliyorum.
Sen baktığında menevişlenirdi gözlerin. Sen konuştuğunda susardı nağmeleri doğanın. Sen geldiğinde yeniden can bulurdu doğa.
Sen gittin anlamını yitirdi her şey.
Sevdam, yoluna can koyduğum. Yokluğuna mahkûm ettiğin ruhum azadı kabul etmez oldu artık.
Artık gelsen de gelmesen de bir.
Yokluğun varlığında kayboldu. Alıştım kara vagonların hasret taşımasına.
Tarihini bilmediğim bir günün,
Sarhoş saatleri …
Üzerime bulutlar çökmüş.
Bütün ışıklar sönmüş.
Ve güneşim çoktan bana küsmüş.
Ben yağmur yağıyorum …
Devamını Oku
Sarhoş saatleri …
Üzerime bulutlar çökmüş.
Bütün ışıklar sönmüş.
Ve güneşim çoktan bana küsmüş.
Ben yağmur yağıyorum …