Dün iyiydin bugün faciasın
Kötüysen bugün yarın farkını çıkaracaksın
Önce kayaları parçalıyorsun hırçın nehirler gibi
Sonra ovalara yayılıp bereket fışkırır suyunun dibi
Mavi maske takan sema tümden yalansın
Yağmurdan önce düşüyor masken yalansın
Yalancısın ey sahilde uçurtma uçuran çocuk
Upuzun burnundan anlaşıldı dümen yalansın
Kalbim bu aşka sen düştün
Kendi düşen ağlamazmış
Hiç gerçek olmadın düştün
Kendi düşen ağlamazmış
Gitme dedim dinlemedin
Sevgiyi umudun toprağına ektim ben
Aşka dönüştü sevgi tohumu
Sizi bilemem ama
Aşkı dostluktan ayrı tutarım ben
Laciverdi maviden
Okyanusu denizden
Işıl ışıl bal gözleri dolaşan
Oluk oluk zehir gece saçların
Gül yüzünün narin bağına taşan
Bulanık bir nehir gece saçların
Başlıyor başından omza akmaya
Uzayıp gidiyor dümdüz saçların
Sanki sapsarı bir buğday tarlası
Sonsuz hazinesi yoksul açların
Büyülü efsanevi düşsel masalsı
Toz pembe yanaklar sanki bir rüya
Aynı kuşun iki kanadıyız biz
Yolumuz aynıdır ister istemez
Kırılıp kanasa hani birimiz
Diğerimiz öyle uçup gidemez
Bir kayığı yürüten iki kürek
Güzel olduğun için mi imkansızsın
Yoksa imkansız olduğun için mi güzelsin bu kadar
Niye bulamıyorum kimsede aynı gülüşten
Geleceğim pahasına olsa alırdım pazarlıksız
Uzak dağlar cüce kalıyor imkansızlığın yanında
Yokluğun dört duvar
Savrulmasına bakıp kahrolma sakın
Toprağa hasret yaprakların
Allah kavuştursun onları bırak rüzgarın dansıyla
Gökyüzü gibi bulutlansın gözlerin
Gözyaşı bu gözlerindeki sevdanın tozunu siler
Ve kökleri derinde nice sevgileri besler
Kirpiklerinin ormanında açmış
Menekşe gözlerin
Eteklerini lale bürümüş
İki yanağının
Gül yüzünün gülüşünü tutamaz ama
Kıpkızıl kiraz çiçeği açmış dudakların
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım