Senle taşlık yolların halıdan hiçbir frarkı yok
Senden ırak güllerin çalıdan hiçbir farkı yok
Bir ağlarsa şu gözlerim kapında deniz görürsün
Sonra dersin ki evin yalıdan hiçbir farkı yok
A benim belalı başım hangi taşa vursam seni
Kanlara karıştı yaşım merhemim yok sarsam seni
Yurdun yok nere gidersin kaybolmuşsun ne edersin
Deli gönülden betersin ben kimlere sorsam seni
Geçiyor şu ömrün derdin bitmiyor
Gönül ağlamaktan yorulmaz mısın
Dost seli bir damla aşk mı etmiyor
Yetmez mi aktığın durulmaz mısın
Yaslandığın dağda aç kurt yatıyor
Akşam hilal vardı yıldızlı gökte
Yıldızlı semada şimdi ay yarım
Benim şiirlerim böyledir işte
Hüznüm her yanımı sarınca varım
Ufkumun gözleri kirpik karası
Arılar çiçeklerden beslenir
Benim dünyam senin gözlerinden
Bulutlar denizlerden ödünç alır nemi
Denizlerim senin gözlerinden
Ufuklar gözlerinin üstüne bir çizgidir senin
Provasız bir tiyatrodur bu ömür
Ne telafisi var ne yönetmeni
Bu ömrü gel de sürebilirsen sür
Tınlamıyor zaman yeter demeni
Alnının teriyle sulanır bağın
Bir defa tebessüm bahşet
Çiçekler baharı görsün
Birazcık kendinden bahset
Bal neymiş kör arı görsün
Yazın çölleşmiş bağı gez
Kısa bir süre önce
Kısa bir sürede tandığım
Kısa boylu bir bayanla
Kısa süren bir ilişkimiz oldu
Kısa bir süre sonra
Kısa bir sürede oluşan sevgi bitiverdi
Ben sana darılmam darılamam
Aramıza giren deniz bile mavi kesilir
Derinliklerinde pul pul renkli balıklar oynaşır
Öfkesinin bile tuzu tat verir hatıra sofralarına
Beyaz yelkenli gemilerin
Umutlarına mesken olur aramıza giren deniz
Buz gibi soğukluk bakışlarında
Bahar zaten gitmiş kış yorgun düşmüş
Hayallerin de yıkık kaşların da
Gözünden süzülen yaş yorgun düşmüş
Gözyaşların seli gül yüzü basmış
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım