Akan suların tersine yadelden
Merdivensiz
Palangasız
Kaydıraksız
Asansörsüz
Ve taşıtsız vasıtasız, kendi yüreğimin meram mahal ve yol verdiğiyle
Güneşe varıp sığınmak
Ve öylece yaşamak alları morları mavileri yeşili aşkları ve sevgiliyi
Anlamam
Dinlemem
Hiç tınmam
Felaketinizi
Umrumda bile olmayarak ortayı kenarı yırtar bozar süpürür giderim
Çünkü sabahçı kahveleri dahil dağıttığı bütün markaları toplayacaktır bir vakitten sonraya kristal fanus
Cam kırıkları kederde yarada kalanların kimi şair kimi yazar kimi afişin soluk yerinde yazan solist
Toplaşır dağılır bulutlar ve kuşlar gibi kimi her çarşıya garson, kimi sandalyasını dükkanın önüne çekmiş,
Bağrını rüzgara yüzünü efkara sırtınıysa soğuk beton duvarlara yaslanmış kiimi keyfekeder öylesine avara
Boş daireye boyalı çaputlar döşemek gibi bulanık ve yabancı seslenişle kapatıyoruz artık der yolcusuna hancı,
Gün olur erik dalı çalsa da oynamayı elden gönülden bırakır saz cümbüş hayat belde ve bekle ha bekle
Bekle
Bekle
Bekle
İmamın kayığı tez gele yanaşa yorgunundaki yokuşa
Al artık emanetini dileyen hasta sayrı günlere hal böyleyken böyleyse madem
Madem dayanıklı malzemeden binalıysa ehli kostak kıranda kadın
Felaketin afetlik olanındandır önünde kimse durmaya kakışmamalı yoksa çığnanır ezilir tuz buz olur ahir zahir
Bezmalemde dünya dünyaya kalmaz hebaya çar çur olur zuhur zemberek
O sebeple doya kana acıyı tatlıyı
Yağmur salıncağında bahar bahçelerini öteyi beriyi ırmaklarını ve değirmenlerini
Ve yaza dolan deniz kum güneş kıyı koy sahil sandal kumsal dalgalarını bağrına seren yaşama sevincinin
Dinmek bilmeyen coşkuyla doya kana sevgiliye yangın hasretini ve huzur veren sevişmelerini gezip tozmaya dünyayı
Sözün özü ve kısası şudur ki, gün bu gün
Dakka bu dakka
Devran şimdiki saattir
Üstü ötesi imamın kayığına yadigar kalsın
Nisan/25
Kayıt Tarihi : 9.4.2025 14:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!