bugün, ayaklarımı sürdüm kara asfalta
gelen geçene diktim kara gözlerimi
dik yürürken kabarık göğsümü gere gere
daha uzun bir beden diledim kendime
tarihe sarılmış hoş bir giyim kuşam ile
yediklerime dikkat edebilseydim, belki
Avuçları öylesine kuruydu
Çenesi, sakalları sertti
Gözleri iyi görürdü görmesine, fakat
Manzarasını kapatsam dahi,
Gözlerinin gördüğü ben değildi
ay, simasını bırakmış
bir çift doğanın rengine bürünmüş taşa
uçlarına binlerce kara mızrak sınır çekmiş
parmaklarımın ucuna değin uzanır
narince uzanır göğe tararım onları
bir daha yaş akıtamayacak kadar öperim
Dilsiz hikâye, gürültülü gölgeler peşinde sürüklenir
Kalbi dizginleyen rüzgârın, saçlarınla oynayarak savruluşu
Biçare gözlerim bir aşka sımsıkı kapattığında kendilerini
Bir parçamı çalan yalanlar silsilesine şans vermiş bulundu
Sev, ellerinde eriyip ayaklarına dökülene dek sev onu
Bir gün boynuna bağlı hayaller ipi kesilmeyecekmiş gibi sev
bir nefesim daha olsaydı bu ciğerlerde
ah nasıl da harcardım bana başka ben vermeye
daha açık bir görüş verirdim ona, görmeli
tüm şeytanları ve de omuzlarında tükenmişleri
göğüs kafesim gün geçtikçe ufaltıyor kendini
alice imişim de büyülü çörek yemişim gibi!
Öylesine yüceleştirdim bu hisleri
Öylesine güzel geldi mahcubiyetin tadı
Derimde kırılmıyor dallar
Ve duruyor dudağımın derisi
Şükrederim, bu tatlı, aşk dolu vücudu
Ele geçiremedi ahlaksızın teki
bir uyumsuz daha var
biliyorum, yaşıyor
ağaç kovuklarında
ellerini, zihnini bağlayanlar ardında
o da, ne zaman güneş çürüse
yaslanıyor kafasındaki kara merdivene
Nereden gördüm buldum bu bir torba altını
İki ayağının üzerine dikilmiş
Dili zalimce bilenmiş
Bana güzelce yeşerecek bir çiçek bahşetti
Göğsümü delip geçeceğini, ne bilirdi!
Parçalara ayırıyorsun bedenimi
bu akşamüstü öldü güneş
evet, tam da o bulanık ocak zamanı
çekti tepeden mahrur gözlerini ansızın
uyum arayan ellerini onun göğsüne sakladı
ardından
duyuldu bir uyumsuzun haykırışları
Çok isterdim hayata ağzını açan baharla tanışmayı
Çok isterdim görmeyi boğazımı yakan kuraklığı
İnciden kar taneleri koynuna alırken kır saçları
Tüller ardına saklı ağırbaşlı ellerin kaçındığı
Kapıların peşine boylu boyunca yattı, keyfi kaçtı
Şeffaf kumaşlara sarılmış pervasız, dingin hayattan




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!