VUR MEHMET
Mehmetçik dağları aştı
Kartal kandile ulaştı
Teröristler buharlaştı
-Vur Mehmet ahım kalmasın
-Hainler murat almasın
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Devamını Oku
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
HEPSİNİN RUHLARI ŞAD OLSUN.DUYARLI YÜREĞİNİZİ KUTLUYORUM.TAM PUAN SELAMLAR...
KALEMİNİZ DAİM OLSUN.SELAM VE DUA İLE.TAM PUANLA DUYARLI YÜREĞİ KUTLUYORUM.
Savaş dışında hiçbir şey yazamaz olduk, ama takdir edersiniz ki, binbir mesele, binbir sorun var, ama yine de, savaştan ve savaşa karşı olmaktan önemlisi yok. Üstelik savaş içinde savaş yaşıyoruz, savaşa karşı olanlara savaş açmışlar, öncelikle, bu savaşla baş etmek lazım. Zira, savaşa karşı olanlar düşman, hain, öyle değilse, aptal, cahil, o da değilse, sorumsuz, hayalperest ilan edilip, sesleri kesilmeye, gözden düşürülmeye çalışılıyor.
Tarihin her devrinde, savaşın her türlüsü için binbir tür gerekçe, mazeret bulunmuştur, bu çok zor, çok zekâ ve emek gerektiren bir şey değil. Unutmayın, en zalim, en haksız, en akıl almaz savaşların bile gerekçeleri, hem de 'makul' gerekçeleri ve bu savaşları da sonuna kadar savunanları vardı. O zaman neden geçmişteki savaşlar kötü de, bu haklı olsun? Bu da onlardan biri. 'Bu, insanın kaderidir, insanlar dalaşıp dövüşmeden, birbirlerini boğazlamadan yaşayamazlar' deyip işin içinden çıkabilirsiniz, ama bunu dedikten sonra, insanlık adına 'iyi', 'doğru', 'haklı' diye bir iddianız olamaz. Herkes kendi savaşını verir, kimseyi suçlayamazsınız.
Aslında savaştan yana akıl yürütenler buna inanıyorlar, onların insanlık adına savaşı dışlayan bir hayalleri, bir insanlık tasavvurları yok, bu durumda, 'haklı', 'doğru' diye hizalanacakları değerleri de olması mümkün değil. Hal böyle olunca, taraf tutmaya gelince, 'güç'ten başka sarılacakları bir kriter olmuyor, tam da bu nedenle, güçlüden yana tavır takınmaktan başka şansları kalmıyor. Tabii, bu kadar itici ve zalimce bir insanlık algısını açıktan savunmak, hatta bunu insanın kendisine itiraf etmesi bile zor olduğu için, binbir lafazanlığa sığınmak, bir yere tutunmaya çalışmak zorunda kalıyorlar. Acıklı bir durum, ne diyeyim, Allah kurtarsın!
Savaş karşıtlarına isnat etmeye çalıştıkları ufuksuzluğun asıl mağdurları onlar, çünkü onların insanlık adına ufukları yok, hayat ufukları o kadar dar ki, zihinlerinin sınırı borsadan, duygularının sınırı 'güçlüden korkmak'tan öteye gidemiyor. Onlarla asla anlaşamamamızın asıl nedeni bu. Yoksa, çoğumuz, onların bildiği, hesaba kattığı şeyleri hesaba katmaktan aciz olduğu için, anlamadan dinlemeden savaşa karşı durmuyoruz. Savaşa karşı olanların, en temel insani gerekçelerin ötesinde, münhasıran bu savaşa ilişkin binbir gerekçesi, itirazı, öngörüsü var. Savaşçıların ileri sürdükleri tüm gerekçeler, 'milli menfaatler' de dahil olmak üzere tartışılıyor. İtiraz edenlerin, en az savaş yanlılarınınki kadar ve fazlasıyla ciddi somut gerçekleri de var. Ama bu tartışmalara kulaklarını tıkayıp, savaşa itirazları küçümsemek, savaş körükleyicilerinin işine geliyor.
Elimden gelse, bugün yazı yazmak yerine, savaş körükleyicisi ABD destekçilerinin çizmeye çalıştığı, 'ciddiyetsiz, akılsız savaş karşıtı entelektüel' portesinin karşısında birinci sınıf bir karşı örnek sergileyen Ahmet İnsel'in, bu hafta Radikal İki'deki, harika yazısının özetini yayımlamakla yetinecektim. O yazıyı okuyan okuyuculara tekrar olur diye bunu yapmadım ama, onun bir pasajı ile bitirmeden edemeyeceğim.
'...tedhişçilerin esas zaferi, tek taraflı bir ABD saldırısında, Türkiye'nin ABD yanında saf tutması iznini TBMM'den çıkmasını sağlamak olmayacak. TBMM ve onun nezdinde Türkiye toplumunun iradesinin cömert bir bahşiş karşılığında satın alınabileceğini bu vesile ile teyit ettirmeleri olacak. Birisine satmak için pazara çıkardıkları benlikleri gibi, toplumun da benliğinin satın alındığını görüp, bir tutam olsun kalmış olan utanç duygularından da azat olacaklar.'
NURAY MERT
Yine tam puan.Bu yürek hiç susmasın,Bu kalem hiç durmasın,yürekten kutluyorum kardeşimi...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta