Medineyi gül kokosu sarıyor.
Bülbülleri figan edip arıyor.
Hangi yol Ravzanıza varıyor?
Kokun gelen yöne geldim Sultanım.
Kefenimdir, ihram denen bu giyim.
Ne bektaşiyim ne de mevleviyim;
Bunda bildim, insanmıyım ben neyim,
Aşkın ile döne geldim Sultanım.
Kervanlara, kafileye katıldım.
Belki gafil, belki biraz batıldım.
Cürmüm yoktu ateşlere atıldım.
İbrahimle yana geldim Sultanım.
Çöllerdeyim, sana susuz, sana aç.
Muhtacım efendim, sana muhtaç.
Veysele ne olur, sen ravzanı aç.
Sana geldim, sana geldim Sultanım.
2005
Bu milleti böyle suskun görünce
Yoksa davasında haksız mı sandın?
Üzerinde arsız baskın görünce;
Kimsesi olmayan öksüz mü sandın?
Ataylar’da çağlayanın pınarı.
Toki’nin yaptığı üstü haç
Çatı batacak, göreceksin.
Akdağ’a aldığı her ilaç;
Kutu batacak, göreceksin.
Kaygılar bırakmaz peşimi
Asanı
Al eline asanı.
Sağla orda, asanı.
Nemrutun kabrine koy.
Türkmenleri asanı.
Ben çocukken çok mu çok avanaktım.
Her aksakallıyı dedem sanırdım.
Çağla verir diye dallara baktım.
Her büyük ağacı badem sanırdım.
Ortalığı bir birine katardım.
Birlik için budur ilke,
Sevsin herkes devletini.
Bildirmeli, bütün ülke,
Emniyete minnetini.
Toplum onu bilmez, nice.
Ömrün ilkbaharı tez geldi-geçti.
Ortada bir kurak yaza rast geldim.
Sonbahar yüreğimi deldi-geçti.
Kışın bir şikeste saza rast geldim.
Yıllar geçti, bilmem ki neden, nasıl?
Mekandan münezzeh gönül ilinde.
Yazıda, yaylada, dağda sen varsın.
Gülün dalında, bülbülün dilinde.
Ovada; tarlada, bağda sen varsın.
Yüreğimde türlü türlü haldasın.
Şu dünyanın ayarları bozulmuş.
Böyle bir alemde işim yok benim.
Hükümetin kayarları bozulmuş.
Dava sürüşecek başım yok benim.
Adaletin tutmaz oldu ahengi.
Zaman yoğiken mekan var mı idi?
Bezmi Eleste ilk günü düşündüm.
Yazı-çiziye bakan var mı idi?
Kalemin içinde nun’u düşündüm.
Mevla, insanı alak’dan yarattı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!