İşyerimin bahçesinde, öğle sıcağında.
Kapı önüne attığım bir sandalye.
Ağustos ayının ilk gününde
Bir karınca ilişti gözüme
Kiraz ağacında kafamı şişiren
Ağustos (cırcır) böceği eşliğide
Kasım yağmurları yağdı yüreğime
Hüzünler yıkanmadı, ayrılık çöktü
Üstüme karabulutlar
Fırtınalar savurdu saçlarımı
Hüznüm dağılmadı hala yüreğimde
Hey! Kasım her tarafın hüzün
Radyoda sevimsiz bir pazar hava güzel
Uzaklardaki sevgili ilk defa aradı
Yakında dönüyorum haberi ile karşımda
Karardı dünyam, artık yoktu yanımda
Artık ayrı kutulara konacak kol düğmeleri
Hani
Bundan taa yıllar öncesi
Daha yaşlarımız yedisindeyken
Bir kestane fidesi dikmiştik
Beraber kartal kayalarına
Bakan gölün kıyısına
Olmuyor aşksız sevgisiz gülsüz bahar
Nasıl nerede kiminle, yoksa gülsüz mü yaşar
Unutur mu, hatırlar mı bilmem bu sonbahar
Rüzgar getir Onur Akay dan bir şarkı çal
Atıyor adımları ağır tırmanıyor basamakları
Güneş yine umutsuz
Sabahlarıma doğacak
Neşemi mutluluğumu
Alıp beni kedere boğacak
Susmayacak gözlerim
Sensizliğe ağlayacak
Yine güne akşam çöktü
Akşam alacakaranlığa kucak açtı
Düşlerim gece ile kucaklaştı
Yine gelmedin gece yarısı uykum kaçtı
Kalktım dolandım gecenin üçünde
Mart can çekişmede bitişi yakın
Vaktin geldiğinde yine gel unutma sakın
Soğukların son ayı karlar bitsin
Hadi git artık mart, Nisan gelsin
Güneşin altında yağmurlar yağsın
Yağmurdan sonra gökkuşağı gelsin
Birkaç gündür canım sıkılıyor
Bir taraftan gözlerim yanıyor
Bir taraftan yüreğim kanıyor
Çok sevip inandığım Mavi Melek
Yıktı gitti hayallerimi
Gri düşünüyor düşüncelerim
Vatanım diyeceğin uğruna öleceğin
Üstünde bayrağının dalgalandığı
Özgürce ve mutlu yaşayacağın
Yeşiller içinde vatanın olsun yeter
Aşka sevgiye sevilmeye muhtaç




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!