-Yürüyoruz Mavilerinin Işında-
of yüreğim izin ver
çekil yüreğine başla dökülmeye
sen ne güzel şeysin hey kavgamın rengi
gün akşamın kızıllığında
Leylaklar Solmadan
Renkler Bunca
Puslanmadan
Gel Artık Ne Olur
Yeter Beklettiğin
------doğa hoyratlığımızla
parçası olduğumuz ana kraliçe
---------al beni koynuna
gençliğimizi yaşatmadan vurdular
gül cana yaprağında kan koydular
Yitip giden mi
Yoksa yeni gelen zaman mı ihtiyar
Biz ki yüreği güneşe vurgun düşlerimizle
Ak alınlara yazılan tarihin iz düşümünde
Direngenliğinde hep diri hep genç kalan..
kanırtarak kesiyor yoksun günü ortasından
düşündükçe seni bitiyorum bakışlarında
baktıkça resmine uçuşuyor mavi har zaman
kabarıyor hırçın yoksun bir deniz içimin fırtınasında
esiyor rüzgâr sen dağlarında
Uğurlar ola en gerçeğin sesiyle
En romantik dizelerden, ezgilerle
evet Atilla usta gittin
gidilmezliktesin
şimdi meydanda
umudun gökkuşağına sarındık
arsız hesapsız düşlerimizle
içimin sesinde bir kıpırtı
yürek kapılarımda rüzgar
nehrin akışına kapılan
Yapmasan böyle
Ne olur sanki
Bak dokundukça
İçten içe kanıyorum
Yıkmasan beni
Bir deprem sonrası kentler gibi
Nehirlerin Akışında Zaman
(Sabah Güne Gül Gülüşler Düşüren Bir Irmak Akışın Su Yatağını Arayan
Ki Sen Bir Su Deryası Yaşam Kaynağısın Vahada Kalmışlığıma Derman)
Yıl 1973’ler Türkiye’si İspanyol paça moda sen dönmeden o döner köşeyi, saçlar uzun ayakkabılar yüksek ökçe –yumurta topuk sivri burun hani külhan mı külhan zaman öyle pek yaman.
pusu kurmuş puşt zulaları
kış pusumu bu buğusu camda olan
gözlerim görmez mi gözüne batan acıları
boylu boyunca bir çınar görkemiyle
ben sen değimliyiz yerde yatan
yoksa öte yanımızda büyür bu büyük ağrı
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız