yeryüzünde sevgi var olduğu ki insan var olduğu sürece
kaybolmaz sana olan sevgim yaşadığım müddetçe
uzak kentlerin yakın sesinde
kaldırım kırığı bir yalnızlık üşümede
sensizliğim kayıp bir kentti gelişinde
Kuytu köşelerde durdum
Mutlu mutsuz yüzler
Sevecen donuk bakan
Gözler gördüm
O gözlerde
O yüzlerde
Varlığın Bahardır
Yokluğunu bahara sayarım
Geçmez sevdamın tılsımı
gözlerim hep sende kalır
yüreğime hep seni ekerim
gidişine şaşkın, ak bir martı uçarken
o günü düşünelim kaçak bir düş gibi
uzak zamanların yakın yangınlarında
ekmek arayan aç bir köpek gibi
hayvansal güdülerin coşkusundan
—O; konuşmasının başında, ben özürlüyüm der.
Adam, nerenden özürlüsün? oysa yaşamın kendisi özürlü,ayrıca olsun ne var bunda yeter ki beyinlerimiz özürlü olmasın.
—O; bu düşünceye sevinir, iç geçirerek genelde böyle düşünülmüyor, sizin bir ayrıcalığınız olmalı?
Bulvarın duvarı ne kadar yüksekti
Kordon boyunda dolaşırken
Güneşle yükselmiş ağaçların gölgesi
Gölgelerimiz yola vururuken yetmezlerde..
Ne kadar çok istedikse
Salındım ufkunun deryasına
O ben gözlerin ayrık zaman karası
Dayandım gün sıcağı bakışına
Elimde
“küpten alınan kökten çalınan”
hüznümü tetikleyen hangi zaman kanamada
kayıp giden o çokça sayamadığım yıldızlarda
bunca acılar sağanağında kalmışken bir başına
bu günde gözler ateş alımı madımak yangını
seyircisi olunan yaşamın kahpe bir saldırısı
Bir umut büyüt dedi
yaşlı dert ağacı
bahara
ıhlamur kokularına
Kardelen
Nasıl güneşe hasretse
öyle bir gelmiştin ki
gündüzü giyinip
boz kırların serin yaylasında
duru sular akardı
Işıklar içinde uyu güzel insan. Seni unutmayacağız