Nazım Hikmet’in aşkın iklimlerinden fısıldadığı masumiyet dokunuyor yüreğimdeki inceden beni bitiren sızıya.
Geç kalmalarla kendini tanımlayan ben Nazım Hikmet’e de geç kaldım elbette.
İlk kez çocukluğumda okuduğum mısraları henüz şimdilerde anlamaya başlıyorum. “Bazıları şiir sevmez, çünkü onların yaraları yoktur. Yaraladıkları vardır” diyor Attila İlhan.“
Keşke, kimseler şiir sevmese” diyerek ah ediyorum tüm yaralara.
Oysa biliyorum ki, her soluk bir dizede kendisini bulmak için dünyaya gelmiştir.
Kaç hali vardır aşkın?
Nasıl anlarsın baştan ayağa aşk olduğunu?
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta