Vallahi Şiiri - Selim Özel

Yorganın altı mı sıcak
Yoksa gecenin üçünde
Ayazı ezen ayakların mı?

Annen çarşafını dün yıkamış
Mis gibi lavanta kokuyor
Mis gibi değil mi?
Ama sokakta...
Duman kokusu sarmış her yeri
Soba dumanı
Çek içine,
Derin derin çek.
Ver şimdi nefesini
Mis gibi değil mi?

Arnavut kaldırımı bilir misin sen?
Öyle Şişlidekilerden değil.
Nişantaşındakiler taş bile değil.
Benim dediklerimin hepsinin sonu
Ya Ziraat Bankası Biga şubesi
Ya Kütahya Postanesi
Ya da Yenicuma camisi.

Sen kaç tane kestirme yol biliyorsun.
Mersindeki her pasajın sonu
Er geç diğer sokağa çıkıyo
Vallahi çıkıyo
Hem de Betül Tuhafiyenin karşısına
Eldiven falan da satıyor.

Bir Maraton koltuğunu
Kesinlikle bir yatakla karşılaştıramazsın
Aslında otobüs koltuğunu hiç bir
Yatakla karşılaştıramazsın.
Oda arkadaşlarımdan
Biri mahkum
Bakışları en az Harem-Afyon yolu kadar uzun
27 jandarma 28 mahkum 29 jandarma
Şubat ayı olsaydı keşke
Belki de 30 numaralı koltuk benim olmazdı
O kadar istemedim o koltuğu
Aylardan medet umuyorum baksana!
Bundan daha kötüsü
31 jandarma

Sabahın dördü
Sen rüyanda
Ben garda
Karşılayan yoksa eğer
Bekleyen sadece
Muavin üstü köpek gürültüsü
Gardakiler biraz uysal
Bir de Çevik Lokantasının önündekileri sor
150 metre kaldı
100 metre
50 metre
Karabekir pasajı
Gir içeri
Hop diğer sokak
Şencan kırahathanesi karşında

Ulan bu kaldırımlar olmasa!
Ulan bu pasajlar olmasa!
Ulan bu otobüsler olmasa!
Ulan bu soba dumanları olmasa!
Ulan bu yollar olmasa!

Olsada olmasada sen uyurdun yine di mi?
Uyu ulan uyu ulan!
Uy ulan.