Geçti pençesi zamanın
Kürek kemiklerime
Söküldü kanatlarım
Düştüğümde ganimet peşine
Rızık yerine
.
Yoksa niçin sapanına taş koysundu bir çocuk
Eve kuş cesediyle dönmek övülmese
Annelerce
Yoksa hangi çocuk kırlarda oynaştığı kuzulara karşı
Döner katile
Övmese süt kuzusundan kebap yapmayı kabile
Böyle böyle
Sivrildi dişimdeki vahşi
Köpek
Sivrildi
Artık iyi bilenmiş tırpanlara benzeyen
Yetişkin işi damarlı ellerim de
İndim
Savaş meydanına ilk gençlik resimlerimle
Kazandım fakat
Bere doldu ruh etim de
.
Dehşete düşerim heyhaaat
Vaaz verirken
Aklımdan hep bunlar geçer de
Dehşete düşerim
Bakarken
Öğütçü zümrelere
Mabetlere
Kürsülere
Kibarhanelere
.
Kendimden bilirim
Bilirim kendimden
.
Zarafetin kutlu sancağı
Dalgalanır ancak
Vahşet adlı o hunhar rüzgarın esnemesiyle
Zarafetin kutlu sarayı
Kurulur ve anbean
Vahşet adlı donuk kandan
Tuğlaların dizilmesiyle
Üst üste
.
Sıvacı vicdan
Perdeci vicdan
Maskeci vicdan
.
Tuğlaya sıva
Nefse perde
Veche maske
.
Islak mağaramdaydımken
Oysa
Mutluydum
Yer içer genişlerdim
Karanlık ülkemde
Kendimle
.
Heyhaaat
.
Kimseyi sevemiyorum artık
Herkesi sevemediğimde
Kayıt Tarihi : 27.2.2024 12:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!